Hazır Taksim’de yılbaşı kutlamaları sırasında yaşanan taciz olayı daha tazeyken ve tüm gazetelerde bu haber ön sıralarda yer alırken ben de 2003’den 2004’e girdiğimiz gecede Fransa’da Şanzelize’de yaşadıklarımızı anlatayım da yılbaşını sadece Taksim meydanında değil, Avrupa’daki bir meydanda da kutlamamak gerektiği kulağınıza küpe olsun.
Şehir gezmeye meraklı Almanya’da okuyan üç genç olarak ucuzundan bir yol bulup yılbaşı tatili için bir kaç günlüğüne Paris’e gidelim dedik. Eyfel kulesi, Zafer anıtı, müzeler ve saraylar falan derken yılbaşı gecesi için tur organizatörlerine katılmak yerine kendimiz eğlenelim dedik. Tur operatörünün “Hiç bir Parisli yilbaşını Şanzelize’de kutlamaz!” uyarılarına rağmen Eyfel Meydanına da geç kalacağımızı fark edip Şanzelize’ye gitmeye karar verdik.
Bunun o kadar da iyi bir fikir olmadığı daha Zafer Anıtı’na yakın metro istasyonunun çıkışında belli oldu. Caddede öyle bir kalabalık birikmişti ki metro çıkışı ağzına kadar insan dolu ve herkes birbirini itekleyerek ilerlemeye çalışıyor. Yoğun kalabalıktan dolayı ortam havasız, gürültülü ve alkol kokusu her yeri sarmış. Tam klostrofobik! İsteseniz de istemeseniz de insan seli ile bir olup bir şekilde caddeye çıkıyorsunuz ve insanlar sizi sürüklemeye devam ediyor. Şimdi tam neresi olduğunu hatırlamıyorum ama sel bir yerde durulur gibi olduğunda kendimizi kenara atmayı başardık. Lakin sıkışıklık devam ediyor! Önce açık havada boğularak ölemem herhalde diye düşünüyorum ama artık her tarafımdan o kadar kıstırılmış durumdayım ki biraz yer kazanmak için kolumu bile yukarı kaldıramıyorum. Etraf daha çok afrika ve doğu avrupa kökenli insanlarla dolu (evet biz de onlardanız :) ). Sonra oramızda buramızda dolaşan elleri fark ediyoruz. Cinsiyetin çok da bir önemi varmış gibime gelmedi çünkü nerede bir kıça denk gelirlerse ona sallıyorlar. Kimi kişisel tatmin, kimi de dolu bir cüzdan peşinde herhalde... Az ileride de kız arkadaşına asıldığı için bir adam başkasıyla kavga ediyor.
Caddeden kurtulmak için kendimizi tekrar insan seline bırakıp bir ara sokağa kaçabilene kadar oldukça dehşet içerisindeydik. Bir daha ne Taksim, ne Şanselize hiçbir şekilde böylesine bir güruhun toplandığı bir yerde bulunmak gibi bir niyetim yok. Laf aramızda zaten ne müzik vardi, ne havai fişek ne de ufağından bir ışık gösterisi...
7 Ocak 2008 Pazartesi
Şanzelize’de (Champs Elysees) Yılbaşı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Pes diyorum ya bende Ömiye seneye Paris yapalım new yearda diyordum iyiki okudum malum dünyada hep aynı dimi aç açdır yani :)
Eda'cim Paris cok guzeldi ama giderseniz yilbasi gecesini sakin sokakta gecirmeyin. Ben ölüyorum herhalde diye icimden gecirmistim cunku acik havada olmamiza ragmen nefes alamiyordum. Surekli dirsek darbesi alip durdum. O kadarla da kalmadi maalesef, hem ceplerim yoklandi hem de taciz... Kim kime dumdumaydi. O gunden sonra bize ders oldu, hic disarida kutlamadik yilbasini.
Yorum Gönder