28 Haziran 2009 Pazar

D2W - Degradable plastics


Bugün D&Rda kitap aldiktan sonra plastik poset üzerindeki ibare dikkatimi cekti. Meger artik her plastik poset bildigimiz plastikten degilmis. Üzerinde D2W ibaresi olan posetler dogaya birakildigi zaman 12 ila 24 ay icinde isiya, basinca ve isigia maruz kaldikca dogadaki basit materyallere dönüsüyormus.

Bunun sadece labaratuvar ortaminda kalmamis olup Türkiye`deki bir kitapcinin posetlerine kadar gelmis olmasi ne güzel. Umarim yakinda bunlardan daha fazla görürüz. Özellikle süpermarketlerde ne cok plastik poset kullanildigini düsünecek olursak. D2W`nin Türkiye`deki üreticisi Ecoplast`in sayfasinda yillik plastik poset tüketiminin sayaci var. Ona bakin ne cok poset tüketildigini daha iyi anlayin.

DOQO Cep Telefonu Sarj Noktasi


Bir süredir alisveris merketlerinde, bazi cafelerde hatta hastanelerde falan görüyorum bunlardan: DOQO Cep Telefonu Sarj Noktasi. Ufak bir ücret karsiliginda belli basli tum cep telefonu markalarini hizli bir sekilde sarj edebiliyorsunuz. Üstünde yarim saat icinde sarj ettigi yaziyor. Hic kullanmadim, kullanan da görmedim ama ilginc bir fikir. Para kazaniyor mu bu makinalar gercekten merak ediyorum.


Gerci yarim saat icinde nasil sarj oluyor pil anlamadim tam olarak. Ayrica bunun pilin ömrü üzerinde ne gibi bir etkisi oluyordur?

YouTube`a nasil kullanildigini gösteren bir video bile koymuslar.

19 Haziran 2009 Cuma

Uzun Zamandan Sonra İlk Defa


Bugün uzun zamandan sonra ilk defa Cuma günü olduğu için çok mutluydum. Şu anda da hala harika bir ruh hali içindeyim :) Hiç bitmesin istiyorum! Aylar sonra ilk kez oturmuş bloguma yazı bile yazıyorum. Düşünün artık ne keyifliyim :) Bu kadar keyifli olmamın en büyük sebebi elbette öğleden sonra bir eğitimin erken bitmesi ve benim en yakın iş arkadaşımla işi kırıp Bağdat Caddesi'ne gitmemiz. Ne de iyi yapmışız! Ninewest'in geçen hafta indirime girdiğini duyunca hemen arkadaşımı da kaptım caddeye geldik :) Önce bir heves Şaşkınbakkal'dakine gittik büyük diye. Ama hiçbir şey bulamadık. Sonra bir umut Suaidye'dekine gidelim dedik. Yolda Nursace ve yeni açılan (en azından ben yeni görüyorum) Hotiç'e uğradık ama ııhh onlarda da beğenemedim birşey. Aslında Hotiç'te harika ayakkabılar vardı ama hep işe giymelik. Benim hayal ettiğim haftasonu için rahat ve güzel, cıvıl cıvıl sandaletlere rastlayamadım. Amaaaa Suadiye'deki Ninewest'e girince şu andaki sandaletlerim bana göz kırpıyorlardı :) Anlayacağınız bu keyfimde yeni ayakkabılarımın da büyük rolü var. Yeni bir şey alınca çookk mutlu oluyorum çocuklar gibi :)

Ahh bir de ayakkabı alışverişimden sonra girdiğimiz Starbucks'taki buzz gibi vanilya frappucino ve arkadaşımın browniesinden tırtıkladıklarım enfesstttiii :) Tabii verdiğim 6,5 kiloyu düşünerek frappucinom küçük boydu ve krema koydurmadım. Brownienin de üçte birini yedim. Browniesini bugün ilk defa yedim. Enfesti. Tadı bana sufleyi hatırlattı ki sufle deyince benim için akan sular durur :) Ne hainim değil mi? Sizin de ağzınızın suyunu akıttım.

Not 1: Sandaletlerimin resmi sonra, giyince gelecek :)
Not 2: 6,5 kg verme hikayem de çok yakında :)

2 Haziran 2009 Salı

Bir Kadin, Bir Erkek

Ne zamandir bahsetmek istiyordum ama bir türlü firsat bulamamistim. Türkmax kanalinda Bir Kadin, Bir Erkek adinda bir dizi var. Afilli bir prodüksiyon olmamasina ragmen oldukca eglenceli. Bas rol oyunculari (Demet Evgar ve Emre Karayel) disindaki oyuncularin yüzleri bile cogu zaman görünmüyor. Cok sade ama hinzir ve akilli bir yapim. Ozellikle Demet Evgar`in hayran kitlesi bu dizi sayesinde baya bir artmis durumda.

Kadin erkek iliskilerinde rastlanan durumlari (bazen abartarak) eglenceli kisa hikayelerle anlatiyorlar. Kimi zaman cinsel icerikli konulara da kaydiklari icin +13 veya +16 ibareleriyle yayinlaniyor. Zaten oturup ailenizle seyrederseniz zevkini cikartamayabilirsiniz. Tek basiniza, sevgilinizle veya arkadas grubuyla izlemenizi tavsiye ederim. Yanliz hikayeler ile ilgili düsünceleriniz acik acik söylemeyin yoksa bir anda kendinizi sevgilinizle hikayelerdeki gibi tartisirken bulabilirsinz :)

Yabanci bir yapimdan (Un gars une fille) uyarlama oldugu icin bazi hikayeler size ucuk gelebilir ama isin komedisi de biraz burada. Sonucta herkes kendi iliskisinden bir parca bulacaktir. Fransizlar kadar rahat olmasak da...

Zaman zaman erkekler Ozan`i kilibik ve pisirik olmakla, kadinlarda Zeynep`i şıllık olmakla suclayabiliyorlar. Ama nedense herkes en cok elestirdigi bölümde egleniyor gibi. Hafta ici her gun 22`de... Ayrica webde de bir yigin video bulmak mümkün.



Resmi özetinine de bir göz atmak isteyenler icin:

Demet Evgar ile Emre Karayel, kadın-erkek ilişkilerine dair hem eğlenceli hem de ibret verici hikâyeler sunuyorlar. Başarılı ikili, işin kurallarını baştan yazıyor, kaybeden taraf olmamak için komik duruma düşmeye razı geliyor ve sonuçta yine aynı noktaya varıyor: Farklıyız... Sabit bir kamerayla çekilen ve belirli bir kurgusu olmayan kısa hikâyeler, Evgar ile Karayel’in başarılı performanslarıyla, sıradan gibi gözüken konuların ne kadar ‘hayati’ boyutlara ulaşabileceğini ortaya koyuyor.