Mobilya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mobilya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Mart 2012 Cumartesi

Yıldızlar Bebe & Genc Mobilyası


Bebek odası için mobilya bakarken ilk düşündüğüm tüm modellerin birbirine ne kadar çok benzediği oldu. Ufak tefek farklar dışında her magazada neredeyse aynı modeller var. Çoğu fark modelden çok renk ve desenden kaynaklanıyor onu da istediğiniz gibi yapabiliyorsunuz zaten.

Gerçekten farkli bir model düşündğünüzde de (ne billim kale gibi olan var, yarış arabası gibi olan var veya oyuncak ev gibi olan var). kesenin ağzını açmanız gerekiyor. Bu kadar iddiali bir modeli ne kadar kullanabileceğiniz de ayrı bir konu.

Modoko'ya gittiğinizde cocuk ve genc mobilyası satan magazalar ile dolu bir sokak bulacaksınız.225. sokak. Sağlı sollu birkaç mağaza var ve hepsinde de farklı ama aslında o kadar da farklı olmayan (ya da ben anlamıyorum!?) bir sürü model var. Çeşit bol fiyatlar aşaği yukarı aynı olunca konu güvenebileceğiniz bir satıcı bulmakta. 

Daha önce Ankara Mobilya ile kötü tecrübeler ucuza kaçmanın sonradan ciddi sıkıntılara sebep olduğunu kanıtlamıştı o yüzden bu sefer daha dikkatli olmaya çalıştık. Sonuç başarılı;

Yıldızlar Bebe&Genc Mobilya'da karşılaşacağınız Turgut Bey daha modelleri gezdirirken tecrübesi ve bilgisi ile güven veriyor. Şahsen yırtık satıcıları değil efendi satıcıları tercih ettiğim için Turgut Bey'e de güvendim. Model seçiminde yardımcı olmasi, şahsen gelip ölçü almasi, teslimatın tam zamanında hatta bir hafta erken yapımış olmasi parasını hak ettiği anlamına geliyor.

Mobilyayı getiren arkadaşlar da işini bilen düzgün çalışanlardı. Mobilyayı getirirken oyuncak sandığını kırmışlar. Çaktırmadan kakalamak yerine düzgün bir şekilde durumu açıkladılar ve iki gün içerisinde teslim ettiler. Hatta ikinci gelişinde boyası çizik olduğu için şikayet ettiğimizde, gelip tekrar aldılar yenileyip getirdiler.  "Çizik değil o, lekedir. silersiniz geçer!" demediler yani.



15 Nisan 2010 Perşembe

Selçuk Nakliyat

2.5 hafta önce taşındık. Taşınma arifesinde epey nakliye firması araştırdığım için deneyimlerimi hemen sizinle de paylaşmak istedim. Eleye eleye elimde 3 firma kalmıştı. 1- DTN 2- Topçuoğlu 3- Selçuk Nakliyat.

DTN’yi aradığımda cevap olarak Mayıs ortasına kadar “fully booked” olduklarını söylediler. Evet, evet, kokoşlar aynen böyle söylediler. Topçuoğlu ve Selçuk’a ise Cumartesi sabahına randevu vermiştim. Gelip eşyalarımı görsünler, görüşelim, fiyat alalım diye. Topçuoğlu, biraz lakayıt çıktı çünkü Cuma günü hiç aramadan çat kapı gelmiş. Evde temizlikçi vardı. Bir güzel girmiş içeri, eşyalara bakmış, bir de bana not bırakmış. Akşam arasınlar fiyat konuşalım diye. Akşam aradım. Bana ilk söylediği “x liradan aşağı olmaz”. Neyse, neticede biz Selçuk Nakliyat’ı seçtik ve çok da memnun kaldık. Taşınacağımız gün, saat 08:20’de 7 kişi geldiler. Saat 11:40’da tüm eşyaları paketlemişlerdi ve yeni evimize yola çıktık. Yeni eve eşyaları yerleştirip çıkmaları ise saat 14:30 oldu! Bu kadar kısa sürede bitmesine çok şaşırdım. İşlerini büyük titizlikle yaptılar. Üstelik, salonu kafamızda tasarladığımız gibi yerleştirdiklerinde beğenmedim ve bunu söylememe rağmen, "yok, siz beğenmediniz böyle" deyip kendiliklerinden bir de şöyle yapalım, bir de böyle bakın vs diyerek koltukların yerlerini değiştirip durdular :)

Mutfakta ve salondaki hiçbir kırılacak eşyamı sarmamıştım. Sadece havlu, çarşaf ve kıyafetlerimizin bazılarını kaldırmıştım. Firmanın beni şaşırtan bir hareketi örneğin, salonda yemek takımlarını sarmaya başlamadan önce elemanın gidip banyoda ellerini yıkaması ve gazete kağıtları yerine beyaz kağıt kullanmasıydı. Hoş, annem ve benden çatlak olduğumuz için yeni eve gidince 2 gün boyunca herşeyi tek tek yıkadık, o ayrı :)

Daha detaylı bilgi ve fotoğraflar için web sitelerini inceleyebilirsiniz...

11 Nisan 2008 Cuma

Kokoşum Kokoşsun Kokoş

Bugün de eski yazılardan gidelim. Tembellik had safhada :) Daha önce de Tchibo'dan şu linkteki yazımda bahsetmiştim. İşte aşağıdaki bahsettiğim demonte 3 katlı dolabımız da yine Tchibo'dan. Sadık bir müşterisiyim, bilmem belli oluyor mu?
Yazının başlığının aksine aslında hiç kokoş değilimdir ama Engin hazır beni böyle yakalamışken fotoğraflayıp işi belgelere dayandırmak istemişti :) Nişanlıyken, yeni evimizin dekorasyonuyla uğraşırken, Tchibo kataloğunda bir dolap görüp beğenmiştim. Üç katlı, kendinden kapaklı, tam bizim mutfağa göreydi. Şu an bir gözünde soğanlar, bir gözünde patatesler ve diğer (en üst) bölümünde ise Engin'in her çeşit abur cuburu bulunmakta. İşte bu dolabı satın aldığımız zaman (yazın) demonteydi ve kurma işi bize kalmıştı. Engin zaten bayılır bu işlere, o gün benim de yapacağım tutmuştu işte. Dün akşam fotoğraf makinemdekileri bilgisayarıma aktarırken gördüm bu fotoğrafları, varlıklarını unutmuştum bile, kendi kendime gülüp eğlendim o günleri hatırlayınca.


Görmüş olduğunuz gibi eller manikürlü ve kırmızı ojeli ki Engin neredeyse kırmızı ojeden nefret ediyor ama ben inatla zaman zaman sürüyorum. Saçlar dışa doğru fönlü. Ama ben yerde bağdaş kurmuş o kokoş halimle dolap monte etmeye çalışıyorum :) Aslında o gün bir nikaha gidecektik, o yüzden de kuaföre gidip saç baş yaptırmıştım. Ama sonra o sıcakta karşıya geçip nikah törenine katılmaya çok üşenmiştik. Çok ayıp!!!

9 Ocak 2008 Çarşamba

Tchibo

Tchibo'yla ilk tanışmam Almanya'da okuduğum dönemde Real'lerin içinde ürünlerini görmemle başladı. Daha sonraları yaşadığım şehirde aslında başlı başına kendi mağazaları olduğunu gördüm. Aslen kahveciydi ama bunun yanısıra haftalık ama genellikle iki haftada bir değişen farklı konseptler üzerine birçok ürünü çok uygun fiyatlara satıyordu. Konseptleri o kadar geniş bir yelpazedeydi ki elektronik, kişisel bakım, giyim, ofis, banyo, mutfak vs gibi birçok değişik ilgi alanından illa ki size hitap eden bir tane bulabiliyordunuz.

Şirket, 1949 yılında Almanya'da Max Herz ve Carl Tchilling-Hiryan tarafından posta yoluyla kahve dağıtarak başlıyor ve bugüne kadar geliyor. Şu an dünyada İngiltere, Avusturya, Polonya, Romanya, Rusya, İsviçre, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Ukrayna, Macaristan ve Türkiye olmak üzere birçok ülkede şubeleri bulunmakta. Bunun yanısıra internet üzerinden online satış imkanı da veriyor ama maalesef bu sistem henüz Türkiye'deki ürünler için geçerli değil. 2006 yılı istatistiklerine göre dünya çapında 12.500 üzeri çalışanı ve 3.900 milyon euro cirosu bulunmakta. Ülkemizde bulunan mağazalarının kısa listesi şöyle:
- ADAPAZARI; AdaCenter AVM
- ANKARA; ANKAmall - CEPA AVM - Panora AVM
- ANTALYA; Işıklar
- BURSA; KoruPark
- ESKİŞEHİR; Espark AVM
- İSTANBUL; Beşiktaş - Caddebostan - Capacity - Capitol - Carrefour Maltepe Park - Carrefour Ümraniye - İstanbul Cevahir - Kadıköy Çarşı - Prestige Mall - Şaşkınbakkal - Town Center
- İZMİT; Dolphin AVM
- MERSİN; Forum Mersin AVM
Bunlara ek olarak Antalya'da Migros Alışveriş Merkezi içindeki Migroslarda ve İstanbul'da Anadolu Hisarı, Atrium, Beylikdüzü Migros AVM, Maslak ve Metrocity'deki Migroslarda ürünlerinden bazıları satılmaktadır. Aynı şekilde Ankara'da Bilkent ve Etlik'teki Real'lerde, Antalya real, İzmir Real ve İstanbul'da Büyükçekmece, Kartal, Ümraniye'deki Real'lerde ürünleri satılmaktadır.
Bence ürünleri genel olarak kaliteli ve uygun fiyatlı. Şimdiye kadar eşofman takımı, pijama, askılı bluzler, grill, mutfak dolabı, çöp kovası, fırça, makyaj seti, askı, müzik seti, poşet klipsi vs. olmak üzere birçok ürün satın aldım ve hepsinden de memnun kaldım.
Bu ayki konseptleri "Güzellik Merkezi Banyonuzda". Ürünlerin fotoğraflarının, özelliklerinin ve fiyatlarının yer aldığı kataloğa buradan ulaşabilirsiniz. 23 Ocak'ta gelecek olan yeni konsept ise "Sağlığın Sırrı=Ölçülü Yemek".
İyi alışverişler :)

24 Ağustos 2007 Cuma

Alfemo Mobilya

Ankara Mobilya'da onca sorun yaşadıktan sonra (halen de yaşamaya devam ediyoruz maalesef) hiç değilse koltuklarımızı daha kurumsal bir yerden alalım dedik ve Alfemo'da da koltuk beğenince seçimimizi buradan yana kullandık. Amaç, başımızın ağrımamasıydı ama yine orada da sorun çıktı maalesef. Kurumsallık falan yalan hepsi, söylerken bile üzülüyorum ama Türkiye'de 3-5 kuruşa eleman çalıştırırsan hangi firma olursan ol sonuç hüsran oluyor.

Gelelim başımızdan geçenlere: Modoko'daki Alfemo'dan koltuk takımı beğendik fakat küçük kırlentlerin (yastık) kumaşı hiç hoşuma gitmedi, kumlu kumlu desenli, benim zevkime hitap etmeyen bir kumaştı. Dört tane kırlent yüzünden koca koltuk takımından vazgeçmek olmaz, şansımı deneyeyim dedim ve kırlentleri de koltuk gibi tek renk aynı kumaşla kaplatabilir miyiz dedim ve "tabii" cevabını aldım. Ödemenin büyük bir bölümünü yaptık, siparişi verdik ve 3 hafta içinde teslim edileceğini öğrendik. Aradan 3-4 gün geçtikten sonra Modoko Alfemo'dan bir telefon geldi ve kırlentlerin standart olduğunu, fabrikanın düz renk kumaş yapamayacağını söyledi. Ben de düşündüm taşındım ve kırlentleri kesinlikle o şekilde istemediğimi söyledim. Hiçbir öneri getirmediler. Bana sadece standartlardan bahsedip durdular. E o zaman neden satış yapmak için herşeye "yaparız, ederiz" diyorsunuz? Bu mantığı bir türlü anlamıyorum. En sonunda benim önerim üzerine standart neyse öyle gelmesini fakat yanında ekstra olarak istediğim düz renk kumaşı göndermeleri üzerinde anlaştık. Bunun üzerine de ertesi gün bana telefon açıp kumaşlar için ekstra para istediklerini söylemezler mi?! Kaç milyarlık takım alıyorsunuz, söz verdikleri şeyi yerine getirmiyorlar, bir de dalga geçer gibi 4 küçük yastık kumaşı için tekrar ekstra para istiyorlar. Pes! Ekstra tek bir kuruş vermeyeceğimi, olmuyorsa da gelip bugün iş çıkışı verdiğim parayı geri alacağımı söyleyince hemen sindiler. İlla rest çekmek mi gerek?!
Bana 3 hafta olarak verdikleri süre dolduğunda Alfemo'yu arayarak koltuklarımı sordum. O gün ellerine geçeceğini, muhtemelen de ertesi gün getirebileceklerini söylediler. Ertesi gün olduğunda ise beni arayarak gelen koltuk kumaşlarının benim ısmarladığım renk olmadığını, koltukların fabrikaya geri gönderildiğini ve tekrar yapılacağını söylediler. 10 gün sonra koltuklar ancak elimdeydi.

21 Ağustos 2007 Salı

Ankara Mobilya

Şubat ayında Ankara Mobilya'nın Kadıköy'deki mağazasından yemek odası takımı ile yatak odası takımı satın aldım ve ürünlerimi bir süreliğine depolarında tutmalarını Temmuz ayı gibi isteyeceğimi söyledim, kabul ettiler.

Temmuz ayı geldiğinde mobilyalarımı istedim ve 20 günlük bir süreç sonunda eve teslim ettiler. Bir usta ile yanında 2 çırak vardı. Daha doğrusu biri çırak diğeri hammaldı. Öğlen geleceklerini söylemelerine rağmen saat 17:00'de geldiler ve geldikleri ilk ev bizdik! Bizden önce gittikleri evin sahibini evde bulamamışlar. Bulsalar kim bilir bize kaçta geleceklerdi! Neyse, elemanlar yetersiz ve vasıfsız olduğu için işleri ancak saat 20:15'te bitebildi. Aslında bitti de denilemez pek, yarım yamalak oldu çünkü mobilyalarımız. Büfemizin aynasını düşürüp kırdılar. Vitrinimizin 3 adet cam rafının da 2'sini çatlattılar. Getirdikleri masa sandalyelerinin ayakları hep çizik içindeydi çünkü doğru düzgün bir paketleme yapılmamıştı. Bir de ustaları kendini o kadar akıllı zannediyordu ki benim gösterdiğim her çiziğe "Ojeyle kapatırsınız. Artık o kadarını da görmeyeceksiniz" gibi terbiyesizce tepkiler verip duruyordu. Bir iskemlenin ise ayağının ahşabı olduğu gibi soyulmuştu, bunu teslim almayacağımı, yenisini istediğimi söyledim. Yatak odasına geçildiğinde ise gardrobumun alakasız bir takımın gardrobu olduğunu görünce fenalaştım. Bu kadar mı lakayıt olunur. Nasıl bir sistemdir bu, fabrikadan gelen mallar müşteriye gönderilmeden önce hiç mi kontrolden geçirilmez. Ya da bu firmanın hiç mi kalite kontrol departmanı/yetkilisi yoktur? Gerçi kalite kontrol nedir ondan haberleri olup olmadığından bile şüpheliyim. Mobilyalarım bu halde 14 Temmuz'da geldi ve bugün 21 Ağustos hala düzeltilemedi eşyalarım tam anlamıyla. Kırdıkları aynam ve vitrinimin rafları geldi. Sandalyem geldi fakat bu sefer de diğer sandalyelerimden farklı bir şey göndermişlerdi. tekrar gitti, yapıldı, geldi. Geldi dediğime bakmayın çünkü gelene kadar da her gün defalarca aradım durdum. Maalesef çalışanları o kadar beceriksiz, densiz ve sorumsuz ki arayacağız deyip kesinlikle aramıyorlar. Benim ta 14 Temmuz'da bildirdiğim gardrobu daha geçtiğimiz hafta fabrikaya sipariş veriyorlar. Siz hesap sormaya kalktığınızda ise telefondaki görevli "ben söyledim, siparişlerden sorumlu arkadaş görevini yapmamış" gibi saçma sapan bir cevap veriyor. Kısacası aradan 5,5 hafta geçti ve hala gardrobum düzeltilmedi. Dolayısıyla bir türlü de yerleşemiyorum.

Üstelik telefon açtığınızda yetkili birileriyle konuşmak istediğinizde görüştürülmüyorsunuz. İlk birkaç aramamda "patron" dedikleri kişi benimle görüşürken sonrasında sürekli bahaneler uydurarak telefonlarıma çıkmadı.

Sonuç olarak, siz siz olun benim yukarıda anlattıklarımı yaşamak istemiyorsanız Ankara Mobilya'dan bir şey alacağınız zaman tekrar düşünün. Benim çilem henüz bitemedi bile. Dünyanın parasını verip mobilya alıyorsunuz, burnunuzdan getiriyorlar. Pes!