15 Nisan 2010 Perşembe

Selçuk Nakliyat

2.5 hafta önce taşındık. Taşınma arifesinde epey nakliye firması araştırdığım için deneyimlerimi hemen sizinle de paylaşmak istedim. Eleye eleye elimde 3 firma kalmıştı. 1- DTN 2- Topçuoğlu 3- Selçuk Nakliyat.

DTN’yi aradığımda cevap olarak Mayıs ortasına kadar “fully booked” olduklarını söylediler. Evet, evet, kokoşlar aynen böyle söylediler. Topçuoğlu ve Selçuk’a ise Cumartesi sabahına randevu vermiştim. Gelip eşyalarımı görsünler, görüşelim, fiyat alalım diye. Topçuoğlu, biraz lakayıt çıktı çünkü Cuma günü hiç aramadan çat kapı gelmiş. Evde temizlikçi vardı. Bir güzel girmiş içeri, eşyalara bakmış, bir de bana not bırakmış. Akşam arasınlar fiyat konuşalım diye. Akşam aradım. Bana ilk söylediği “x liradan aşağı olmaz”. Neyse, neticede biz Selçuk Nakliyat’ı seçtik ve çok da memnun kaldık. Taşınacağımız gün, saat 08:20’de 7 kişi geldiler. Saat 11:40’da tüm eşyaları paketlemişlerdi ve yeni evimize yola çıktık. Yeni eve eşyaları yerleştirip çıkmaları ise saat 14:30 oldu! Bu kadar kısa sürede bitmesine çok şaşırdım. İşlerini büyük titizlikle yaptılar. Üstelik, salonu kafamızda tasarladığımız gibi yerleştirdiklerinde beğenmedim ve bunu söylememe rağmen, "yok, siz beğenmediniz böyle" deyip kendiliklerinden bir de şöyle yapalım, bir de böyle bakın vs diyerek koltukların yerlerini değiştirip durdular :)

Mutfakta ve salondaki hiçbir kırılacak eşyamı sarmamıştım. Sadece havlu, çarşaf ve kıyafetlerimizin bazılarını kaldırmıştım. Firmanın beni şaşırtan bir hareketi örneğin, salonda yemek takımlarını sarmaya başlamadan önce elemanın gidip banyoda ellerini yıkaması ve gazete kağıtları yerine beyaz kağıt kullanmasıydı. Hoş, annem ve benden çatlak olduğumuz için yeni eve gidince 2 gün boyunca herşeyi tek tek yıkadık, o ayrı :)

Daha detaylı bilgi ve fotoğraflar için web sitelerini inceleyebilirsiniz...

Krispy Kreme


Bu güzelliklere bayılıyoruuummm. Krispy Kreme’i keşfettikten sonra senelerdir dostum olan Dunkin Dounuts’ı aldattım, itiraf ediyorum. Ama suç bende mi? Krispy Kreme’den doughnut yiyen varsa bana hak verecektir. Benim favorilerim, bir çikolata manyağı olarak chocolate cake ve içi çilek dolgulu olan dounut. Ihhhmmm.

Ağzımızın suyu aktı, yeter, sadede gel, nerede bulacağız biz bu güzellikleri diyorsanız; Şaşkınbakkal’da Barış Büfe’nin sokağından başınızı içeri uzatırsanız göreceksiniz hemen. Ya da Palladium’da ve Capitol’de de bulabilirsiniz. En son Maltepe Carrefour’da da açılacak diye pankartını görmüştüm. Orası da açılmıştır herhalde. Avrupa yakasındakiler, üzülmeyin, sizi unutmadım. Cevahir’de var yanılmıyorsam. Başka da şimdilik şubesi yok. Ama hiç şüphem yok, yakında mantar gibi türemeye başlar her yerde.

Markayla ilgili daha fazla bilgi almak isterseniz, buraya tıklayınızzzz.

30 Ocak 2010 Cumartesi

Korsan Taksi


Ekonominin güzel yani bir yerde bir açık olduğu zaman onu dolduracak birilerin mutlaka çikmasidir. Talep varsa yasadisi da olsa arz mutlaka geliyor.
Istanbul'da toplu ulaşım ile bir yere gitmek zaman zaman işkenceye dönüştüğü için ve koca kentte mesafelerin uzunlugu taksiyi de pahali bir ulasim araci haline getirdigi icin Korsan Taksi diye bir uygulama icat oldu. Rent a Car kisvesi altinda Istanbul'un hemen hemen her yerinden ulasim sagliyorlar. Özellikle havaalanina giden ve havaalanindan dönen yolcular sik kullanmaya basladi korsan taksileri. Ne de olsa oldukca ucuza geliyor. Sistem söyle isliyor:
Esinizden dostunuzdan ya da sagda solda dagitilan brosürlerden korsan taksinin telefonunu bulup ariyorsunuz. Saat kacta nerden nereye gideceginizi söylüyorsunuz, ücreti ögreniyorsunuz ve bildiginiz sivil bir arac o saatte sizi almaya geliyor. Yanliz eger refereransiniz yoksa ve söför tipinizi begenmediyse (!?) hic durmadan, sizi almadan yoluna devam edebilir de. Malum korsan taksicilik yasadisi ve son zamanlarda cok yayginlastigi icin sivil polisler müsteri kiligina girip korsan taksi avina cikmis. Yakalananlar saglam bir para cezasi ödüyorlar ve arabalari bir süreligine baglaniyor.
Eger yolcu olarak kabul edildiyseniz yol boyunca söför önce kendini tanitmaya basliyor ve sonra da detayli olarak sizi tanimaya calisiyor. Bazi korsan taksiler mimli olduklari icin polisler tarafindan kontrol amacli cevriliyorlar. Böyle bir durumda arkadsimi (akraba, komsu vs) tasiyorum diyebilmek icin sizi önceden tanimaya calisiyorlar.
Bu önlemi almayan bir korsan taksici, arkadasim ile birlikte havaalaninda cevriliyor ve polis arabadan indirdikleri söförü ve arkadasimi ayak üstü ayri ayri sorguya cekiyor. Tabii birbirlerinin adini bile bilmedikleri icin cuvalliyorlar.
Aslinda görünürde bir para alisverisi olmadigi icin bir sorun yok ama polis arkadasimi karakola davet edip ifade almak ile tehdit edince ucagi kacirmaktansa korsan taksi kullandigini itiraf etmek daha akil kari oluyor. Sonucta yolcu icin bir sorun yok, sadece tatsiz bir ani.
Bütün bu sorunlardan dolayi korsan taksiyi aradiginizda sizden referans isteyebiliyorlar ama devamli müsteriler icin bir problem yok tabii. 

Sakiz Adasi Cafe


Bayilirim Izmire. Özellikle bahar aylari ve yazin sicaklari cok bunaltmadigi zaman gercekten yasanacak sehirdir Izmir. Son gittigimde Kordon'da nispeten yeni acilmis olan bir cafeye götürdü arkadaslar; Sakiz Adasi. Tema Sakiz üzerine kurulu ve bircok de fakli cesitte recel satisi var cafe icerisindeki stantta ama benim gönlümü orjinal bir cay servisi ile kazandilar.
Cayin yaninda, su dolu bir bardagin icerisinde bir kasik sakiz getiriyorlar. Önce ne ise yaradigini anlamadim hatta arkadaslar yalayacaksin dediklerinde dalga geciyorlar sandim ama gercekten de yalamak gerekiyormus. Malum sakiz, icerisindeki ensülin sayesinde dogal olarak tatli. Caya seker katmak yerince önce sakizi yaliyorsunuz sonra cayinizi iciyorsunuz. Süper oluyor, hem eglenceli hem de tatli :)

19 Ocak 2010 Salı

Pratik Depo


Gecen gün Bagdat caddesinde yürüken dikkatimi cekti internetten arastirip ögrendim. Pratik Depo diye bir uygulama varmis. Sezonluk kullandiginiz esyalarin depolanmasi icin pratik bir sistem gelistirmisler. Ariyorsunuz geliyorlar, istediginiz esyalari portatif bir depoya koyuyorlar, kapiyi kilitleyip anahtari size veriyorlar. Sezonu geldiginde depoyu yine ayaginiza getirip siz istediginizi alip koyduktan sonra geri götürüyorlar. Aylik 45tlden baslayan fiyatlar bana makul gibi geldi ama ihtiyac oldugunda detayli incelemek lazim.

Valla ögrenciyken cok isime yarayabilirdi bu :) Zaten cok esyam yoktu. Yaz sonu kiraci oldugum evden ayrilir esyalari depoya brakir, kis basi da yeni tasinacagim eve getirtirdim. 3, 4 aylik kira da bana kalirdi :)

6 Aralık 2009 Pazar

TURKUAZOO Sualti Dünyasi

Istanbul'un yeni alisveris/kültür merkezlerinden Forum Istanbul'da acilan TURKUAZOO Sualti Dünyasi gercekten görülmesi gereken bir yer. Dev akvaryum diyorlar ama bence orada yasayacaginiz tecrübeyi anlatmak icin yeterli degil. Akvaryum dedigin nedir sonucta; evin bir kösesinde cam bir kutunun icinde yüzen bir kac renkli balik.
Turkuazoo sizi daha önce yasamadiginiz bir okyanus tecrübesi kazandiriyor. Köpekbaliklarindan, dev vatozlara, orfozlara ve su yilanlarina kadar bircok farkli canliyi yakindan görme imkani buluyorsunuz. Dev cam bölmeler ve balik sürülerinin arasinda dolasiyormussunuz hissi veren sulati tüneli harika. Sualti tüneline yürüyen bant koymalari da cok iyi olmus böylece tikanmalar engellenmis.
Giriste verilen programi takip ederseniz balik besleme seanslarini da yakalayabilirsiniz. Ayrica bazi bölümlerde cesitli canlilara dokunma sansiniz da olabiliyor. Hemen girmeden önce bir panonun önünde fotografinizi cekiyorlar ve cikista köpekbalikli bir fotomontaji satin alabiliyorsunuz. Yeni yil ile birlikte egitmen dalgiclar esliginde akvaryuma dalis da yapilabilecekmis, köpekbaliklari beslenebilecekmis; yerse...

Tüm bu eglencenin fiyati 25tl ama cocuklara yaslilara gruplara falan indrimler de var ve tahmin edebileceginiz gibi Müze Kart gecerli degil. Özellikle cocuklar icin cok egitici bence. Okullar buraya geziler düzenlemeli...

15 Kasım 2009 Pazar

Dinette

Yazmayalı ne kadar oluyor bilmiyorum. Ne siz sorun ne de ben söyleyeyim. Phaidon da olmasa bu blog iyice boşlanacaktı.

Dün akşam, yemek için Bağdat Caddesi'nde daha önce gitmediğimiz bir yere gidelim dedik ve Dinette'de bulduk kendimizi. Telefonda rezervasyon yaptırdık ve rezervasyon sırasında da Phaidon özellikle iyi bir masa olsun lütfen dedi. Onlar da cevap olarak bizim bütün masalarımız güzeldir dediler. Biz de vaayy dedik ama gidince gördük ki yalaannnn! Dinette, Bağdat Caddesi'nde Suadiye'de yanılmıyorsam eski Carpe Diem'in yeri. Sigara içenlere göre bir mekan. Dış mekanı geniş ve ışıklandırması vs daha şık. İçimden keşke sigara içseymişim diyeceğim aklıma gelmezdi :P Bu arada bir tek sol taraftaki sürgülü camı açıktı. Geriye kalan yerler kapalıydı. Ona rağmen nasıl fosur fosur sigara içildiğini biz anlayamadık, orası ayrı bir muamma. İçeriye girdiğimizde bize garsonların servis masasının yanındaki ufacık yuvarlak masayı ve 2 sandalyeyi gösterdiler, şaka gibiydi. Ne büyük hayalkırıklığı! Akşamın keyfi kaçmasın diye pek bir şey dememeye özen gösterdim ama bu, burada yazmama engel değillll. Gece boyunca garsonların tüm konuştuklarını dinlemek zorunda kaldık, ne büyük keyifti! Ayrıca mekan inanılmaz fazla aydınlıktı. Aslında içeride daha başka tonlarda (üst katta) boş masalar vardı ancak içeride bizden başka sadece 1 masa olduğu için o bölümleri açmamışlardı. Re-za-let!
2 ana yemek ve 2 alkolsüz içecek için 60 TL'nin üzerinde bir para ödedik. Ketçap istedim masaya plastik kırmızı bir ketçap şişesi geldi. Beklerdim ki ufak bir sosluğa koyup getirsinler. Ama bu mekandan fazla şey beklemek olurdu bu herhalde! Gittiğim yerlerde içeceğimi genelde yemekle beraber isterim ve çoğu yerde sanki inanılmaz zor bir şey istemişim gibi hissederim. Dinette'de de yine aynı şey oldu. Alt tarafı Coca Cola Zero istedim ancak yemekle birlikte gelsin lütfen dedim. Yemek geldi. Benim içeceğim vardı dedim. Coca Cola geldi. vs vs vs
Herşey mi çok kötüydü diyorsunuz, duyar gibiyim. Hakkını yemeyeyim. Yemek öncesinde gelen zeytinli, beyaz ve kepek ekmek sıcacık ve çıtır çıtırdı. Beğendik. Yemeğim ise ortalamaydı. Ancak bu fiyata bu hizmet ve bu yemekler hiç olmamış.
Doyduk mu? Doyduk.
Bir daha gider miyim? Hayır.

8 Kasım 2009 Pazar

Set Balik


Söyle arkadaslarla bir araya gelelim, mezeler esliginde sohbet edip hafiften demlenelim, baligimizi da yiyelim ama arabanin anahtarini da masaya birakip gitmeyelim diyenler icin Tarabya'da bulunan Set Balik Lokantasi'ni tavsiye ederim. Aslinda benim tavsiye etmeme de pek gerek yok. 1967'den beri Istanbul'un en popüler balik lokantalarinda biri oldugu icin es dosttan daha önce duymus da olabilirsiniz.

Müdavimleri coktan alisik tabii ama ilk defa gidiyorsaniz siparis sisteminde biraz yabancilik cekebilirsiniz. Rakinizi söylüyorsunuz ama masya sise gelmedigi icin 70lik mi söylesek, birer duble söyleyip gecenin kivamina göre sonra mi karar versek gibi bir derdiniz yok. Sizin icin sise acmiyorlar ama bosalan kadehleri devamli dolduruyorlar.

Mezeleri secerken elinizi korkak alistirmayin, hepsi birbirinden güzel. Özellikle Maydanozlu Uskumruyu denemenizi tavsiye ederim, bittikce yenisini isteyin. Genelde mezelerle zaten doyma noktasina geliyorsunuz ama üstüne bir de günün baligindan yemenin bir sakincasi yok. Üzerine bir de tatlinizi yiyip türk kahvenizi ictiyseniz sizden krali olamaz :)

Yukarida anlattigim keyifin bedeli hemen hemen her zaman 50 ytl civarinda ki bu fiyata Besiktasta kiytirik bir iki meze ve iki kadeh rakiyi ancak icersiniz. Tek problem Set Balik'ta kredi karti gecmiyor. O yüzden tedearikli gitmekte fayda var.

Unutmadan söyleyeyim; Set Balik her aksam dolup tasmakta oldugu icin mutlaka önceden rezervasyon yapin. Bir de Tarabya'da deniz kenarinda bulunmasina ragmen lokantanin herhangi bir deniz manzarasi bulunmuyor...

4 Ekim 2009 Pazar

Bir Garip Hirsizlik Hikayesi

Sabah binanin turnikelerinden gecmeye calisirken cüzdanimin yanimda olmadigini fark edince evde unutugumu düsünüp, icimden bi küfür savurduktan sonra daha fazla üstünde durmadim. Ama daha sonra Garanti Bankasindan kartimla sifresiz alisveris yapilidigina iliskin SMS gelince cüzdanimi caldirdigimi anladim.

Hayvan herif beni ne zaman, nasil carpti anlamadim. Belki de ben fark etmeden düsürdüm bir yerlerde, bilmiyorum. Cüzdanimdaki paranin gittigi yetmezmis gibi bir de Carrefour'dan yüklü miktarda alisveris yapilmis. Sonucta sifresiz yapilmis bir islem oldugu icin Garantiden parami geri alabilirim diye düsünüyorum. Beni en cok üzen ise Nüfus Cüzdani ve Ehliyet islemleriyle ugrasmak olacakti.

Daha önceleri bir yerlerde Nüfus cüzdani kaybedince karakola gidip tutanak tutturmanin ileride kimligimle yapilabilecek sahtekarliklara karsi kanit olabilecegini okumustum. Aksam karakola gittim ama saolsunlar beni baslarindan savmak icin ellerinden geleni yaptilar. Yok nerede fark etmisim, orasi onlarin bölgesi degilmis, yok tutanaga zaten gerek yokmus falan filan. Hirsizligin oldugu yer önemli degilmis, benim fark ettigim yer önemliymis. O tutsa bu sefer de bizim bölgede oturmuyorsun falan diye sallayacak belli. Ne desem iplemiyor. Adam aksam aksam bir de seninle mi ugrasicam, git basimdan diye gözümün icine bakiyor. Sonunda pes edip eve yollandim ama hirsizdan cok polise sinirlendim valla... Büyük ihtimal polis de hirsizdan cok bana sinirlendi :) Sonuc olarak avucumu yaladim, gazeteye ilan veririm diye kendimi avutup eve gittim.

Ama su ise bakin ki benim hirsiz vicanli (!?) cikti iyi mi. Adam cüzdani posta kutusuna birakmis; icinde para, kredi kartlarim ve sayisal loto kuponum (sansimi bile calimis yaw) disindaki hersey duruyor. Bir de mektup birakmis vicdan sahibi zat.

Beddua etmeyecekmisim; hirsiz degilmis. Mühar Mühtar (öyle yazmis) dolasip adresimi bulmus. Issiz, bes parasiz ve zor durumdaymis. Karisi ile kavgaliymis, benim param ile karisina ve cocuklarina hediye almis. Is bulunca geri ödeyecekmis, gerekirse taksit taksit ödeyecekmis.

Ilginc degil mi? Ne düsünecegimi de bilmiyorum. Kimliklerim geri geldigi icin seviniyorum ama bu, herifin hirsiz oldugu gercegini degistirmez. Parayi da günün birinde geri öderse bomba olur valla. Düsünüyorum da niye cüzdani geri getirsin ki? Mantikli bir cevap bulamiyorum. Vicdani sebepler de günümüzde cok naif geliyor ama kim bilir...

Nivea Active 3 Dus Sampuani


..."duşta sağladığı ferahlık ve temizlik hissinin yanı sıra, sakal ve vücut tıraşı için kullanılabilen ilk ve tek duş şampuanı", Nivea Active 3 Dus Sampuani. Sen bunca yil sac icin ayri vucut icin ayri temzlik ürünlerinin reklamini yap ondan sonra gel sac ve vucut sampuanini birlestirdigin yetmiyormus gibi bir de tras jeli niyetine kullandir. E o zaman tras jeli neydi?

Bunca yil bunlarin birbirinden ayri seyler oldugu fikrini beynimize islesinler sonra da sanki yeni birsey bulmuslar gibi, aaa bak bununla sacini da vücüdünü da yikayabilirsin,  hatta sakalini da kesebilirsin desinler. Disimi de fircalayabilirsem, bulus diye ona derim ben...:)

Sacma bir ürün degil mi bu simdi? Hangi erkek sakalini keserken kullandigi ürün ile saclarini yikamak ister ki? Malesef gittigim spor kulübü bu ürünü pek bir ekonomik bulmus olmali ki artik sadece bundan bulunduruyor.