15 Kasım 2009 Pazar

Dinette

Yazmayalı ne kadar oluyor bilmiyorum. Ne siz sorun ne de ben söyleyeyim. Phaidon da olmasa bu blog iyice boşlanacaktı.

Dün akşam, yemek için Bağdat Caddesi'nde daha önce gitmediğimiz bir yere gidelim dedik ve Dinette'de bulduk kendimizi. Telefonda rezervasyon yaptırdık ve rezervasyon sırasında da Phaidon özellikle iyi bir masa olsun lütfen dedi. Onlar da cevap olarak bizim bütün masalarımız güzeldir dediler. Biz de vaayy dedik ama gidince gördük ki yalaannnn! Dinette, Bağdat Caddesi'nde Suadiye'de yanılmıyorsam eski Carpe Diem'in yeri. Sigara içenlere göre bir mekan. Dış mekanı geniş ve ışıklandırması vs daha şık. İçimden keşke sigara içseymişim diyeceğim aklıma gelmezdi :P Bu arada bir tek sol taraftaki sürgülü camı açıktı. Geriye kalan yerler kapalıydı. Ona rağmen nasıl fosur fosur sigara içildiğini biz anlayamadık, orası ayrı bir muamma. İçeriye girdiğimizde bize garsonların servis masasının yanındaki ufacık yuvarlak masayı ve 2 sandalyeyi gösterdiler, şaka gibiydi. Ne büyük hayalkırıklığı! Akşamın keyfi kaçmasın diye pek bir şey dememeye özen gösterdim ama bu, burada yazmama engel değillll. Gece boyunca garsonların tüm konuştuklarını dinlemek zorunda kaldık, ne büyük keyifti! Ayrıca mekan inanılmaz fazla aydınlıktı. Aslında içeride daha başka tonlarda (üst katta) boş masalar vardı ancak içeride bizden başka sadece 1 masa olduğu için o bölümleri açmamışlardı. Re-za-let!
2 ana yemek ve 2 alkolsüz içecek için 60 TL'nin üzerinde bir para ödedik. Ketçap istedim masaya plastik kırmızı bir ketçap şişesi geldi. Beklerdim ki ufak bir sosluğa koyup getirsinler. Ama bu mekandan fazla şey beklemek olurdu bu herhalde! Gittiğim yerlerde içeceğimi genelde yemekle beraber isterim ve çoğu yerde sanki inanılmaz zor bir şey istemişim gibi hissederim. Dinette'de de yine aynı şey oldu. Alt tarafı Coca Cola Zero istedim ancak yemekle birlikte gelsin lütfen dedim. Yemek geldi. Benim içeceğim vardı dedim. Coca Cola geldi. vs vs vs
Herşey mi çok kötüydü diyorsunuz, duyar gibiyim. Hakkını yemeyeyim. Yemek öncesinde gelen zeytinli, beyaz ve kepek ekmek sıcacık ve çıtır çıtırdı. Beğendik. Yemeğim ise ortalamaydı. Ancak bu fiyata bu hizmet ve bu yemekler hiç olmamış.
Doyduk mu? Doyduk.
Bir daha gider miyim? Hayır.

8 Kasım 2009 Pazar

Set Balik


Söyle arkadaslarla bir araya gelelim, mezeler esliginde sohbet edip hafiften demlenelim, baligimizi da yiyelim ama arabanin anahtarini da masaya birakip gitmeyelim diyenler icin Tarabya'da bulunan Set Balik Lokantasi'ni tavsiye ederim. Aslinda benim tavsiye etmeme de pek gerek yok. 1967'den beri Istanbul'un en popüler balik lokantalarinda biri oldugu icin es dosttan daha önce duymus da olabilirsiniz.

Müdavimleri coktan alisik tabii ama ilk defa gidiyorsaniz siparis sisteminde biraz yabancilik cekebilirsiniz. Rakinizi söylüyorsunuz ama masya sise gelmedigi icin 70lik mi söylesek, birer duble söyleyip gecenin kivamina göre sonra mi karar versek gibi bir derdiniz yok. Sizin icin sise acmiyorlar ama bosalan kadehleri devamli dolduruyorlar.

Mezeleri secerken elinizi korkak alistirmayin, hepsi birbirinden güzel. Özellikle Maydanozlu Uskumruyu denemenizi tavsiye ederim, bittikce yenisini isteyin. Genelde mezelerle zaten doyma noktasina geliyorsunuz ama üstüne bir de günün baligindan yemenin bir sakincasi yok. Üzerine bir de tatlinizi yiyip türk kahvenizi ictiyseniz sizden krali olamaz :)

Yukarida anlattigim keyifin bedeli hemen hemen her zaman 50 ytl civarinda ki bu fiyata Besiktasta kiytirik bir iki meze ve iki kadeh rakiyi ancak icersiniz. Tek problem Set Balik'ta kredi karti gecmiyor. O yüzden tedearikli gitmekte fayda var.

Unutmadan söyleyeyim; Set Balik her aksam dolup tasmakta oldugu icin mutlaka önceden rezervasyon yapin. Bir de Tarabya'da deniz kenarinda bulunmasina ragmen lokantanin herhangi bir deniz manzarasi bulunmuyor...

4 Ekim 2009 Pazar

Bir Garip Hirsizlik Hikayesi

Sabah binanin turnikelerinden gecmeye calisirken cüzdanimin yanimda olmadigini fark edince evde unutugumu düsünüp, icimden bi küfür savurduktan sonra daha fazla üstünde durmadim. Ama daha sonra Garanti Bankasindan kartimla sifresiz alisveris yapilidigina iliskin SMS gelince cüzdanimi caldirdigimi anladim.

Hayvan herif beni ne zaman, nasil carpti anlamadim. Belki de ben fark etmeden düsürdüm bir yerlerde, bilmiyorum. Cüzdanimdaki paranin gittigi yetmezmis gibi bir de Carrefour'dan yüklü miktarda alisveris yapilmis. Sonucta sifresiz yapilmis bir islem oldugu icin Garantiden parami geri alabilirim diye düsünüyorum. Beni en cok üzen ise Nüfus Cüzdani ve Ehliyet islemleriyle ugrasmak olacakti.

Daha önceleri bir yerlerde Nüfus cüzdani kaybedince karakola gidip tutanak tutturmanin ileride kimligimle yapilabilecek sahtekarliklara karsi kanit olabilecegini okumustum. Aksam karakola gittim ama saolsunlar beni baslarindan savmak icin ellerinden geleni yaptilar. Yok nerede fark etmisim, orasi onlarin bölgesi degilmis, yok tutanaga zaten gerek yokmus falan filan. Hirsizligin oldugu yer önemli degilmis, benim fark ettigim yer önemliymis. O tutsa bu sefer de bizim bölgede oturmuyorsun falan diye sallayacak belli. Ne desem iplemiyor. Adam aksam aksam bir de seninle mi ugrasicam, git basimdan diye gözümün icine bakiyor. Sonunda pes edip eve yollandim ama hirsizdan cok polise sinirlendim valla... Büyük ihtimal polis de hirsizdan cok bana sinirlendi :) Sonuc olarak avucumu yaladim, gazeteye ilan veririm diye kendimi avutup eve gittim.

Ama su ise bakin ki benim hirsiz vicanli (!?) cikti iyi mi. Adam cüzdani posta kutusuna birakmis; icinde para, kredi kartlarim ve sayisal loto kuponum (sansimi bile calimis yaw) disindaki hersey duruyor. Bir de mektup birakmis vicdan sahibi zat.

Beddua etmeyecekmisim; hirsiz degilmis. Mühar Mühtar (öyle yazmis) dolasip adresimi bulmus. Issiz, bes parasiz ve zor durumdaymis. Karisi ile kavgaliymis, benim param ile karisina ve cocuklarina hediye almis. Is bulunca geri ödeyecekmis, gerekirse taksit taksit ödeyecekmis.

Ilginc degil mi? Ne düsünecegimi de bilmiyorum. Kimliklerim geri geldigi icin seviniyorum ama bu, herifin hirsiz oldugu gercegini degistirmez. Parayi da günün birinde geri öderse bomba olur valla. Düsünüyorum da niye cüzdani geri getirsin ki? Mantikli bir cevap bulamiyorum. Vicdani sebepler de günümüzde cok naif geliyor ama kim bilir...

Nivea Active 3 Dus Sampuani


..."duşta sağladığı ferahlık ve temizlik hissinin yanı sıra, sakal ve vücut tıraşı için kullanılabilen ilk ve tek duş şampuanı", Nivea Active 3 Dus Sampuani. Sen bunca yil sac icin ayri vucut icin ayri temzlik ürünlerinin reklamini yap ondan sonra gel sac ve vucut sampuanini birlestirdigin yetmiyormus gibi bir de tras jeli niyetine kullandir. E o zaman tras jeli neydi?

Bunca yil bunlarin birbirinden ayri seyler oldugu fikrini beynimize islesinler sonra da sanki yeni birsey bulmuslar gibi, aaa bak bununla sacini da vücüdünü da yikayabilirsin,  hatta sakalini da kesebilirsin desinler. Disimi de fircalayabilirsem, bulus diye ona derim ben...:)

Sacma bir ürün degil mi bu simdi? Hangi erkek sakalini keserken kullandigi ürün ile saclarini yikamak ister ki? Malesef gittigim spor kulübü bu ürünü pek bir ekonomik bulmus olmali ki artik sadece bundan bulunduruyor. 

9 Ağustos 2009 Pazar

TURKCELL`den Hatali Ücretlendirme

Aslinda bu baslik iyimser bir yaklasim. Neden oldugunu anlatayim...
Uzun yillardir Turkcell abonesiyim ve aboneligim basladigindan beri de ayrintili fatura aliyorum ama acikcasi simdiye kadar faturalarimi dikkatle inceledigimi söyleyemem. Yine incelemeyecektim aslinda ama masada yemek yerken okuyacak bi'seylere bakinirken kimlerle konusmusum diye merak edip faturama gelisi güzel bakiyordum ki bir tuhaflik dikkatimi cekti.
Ayni numara ile yaptigim iki konusmadan biri 517 saniye ve 2.15 tl tutmus ama digeri 107 saniye ve 3.55 tl tutmus (sayilari atiyorum, ana fikir baki). Böyle birsey mümkün degil tabii! Ayni numara ile yaptigim görüsme ayni birim fiyattan olmali. Burada durumun bu olmadigi asikar.
Bakalim ne diycekler diye Turkcell müsteri iliskilerini aradim ve sikayetimi dile getirdim. Derdimin tarife paketleriyle olmadigini anlatana kadar akla karayi sectim ama sonucta inceleyeceklerini söylediler.
Saolsunlar!? incelemisler de gercekten. Bana kuru bir SMS atarak sikayetimin incelendigini ve magduriyetimin giderildigini bildirdiler. Istersem su numarayi arayarak detaylari ögrenebilir misim. Her kiytirik paketi tanitmak icin ariyorlar ama sikayetim icin aramaya bile zahmet etmeyip bir de beni aratiyorlar.
El mahkum aradim tabii. Bir güzel cemkirdikten sonra da detaylari ögrendim. Hata olmusmus, özür diliyorlarmis, bir sonraki faturamda gerekli tutar iade edilecekmis! Iyi de diyorum; ya ben faturamadaki hatayi farketmeseydim ne olacakti? Efendim sistem faturalar kesildikten sonra tekrar kontol ediyormus ben aramasam da tutar iade edilirmis.
Inanmadim ama yapacak birsey olmadigi icin bir sonraki faturayi beklemekten de baska yapabilecek birseyim yoktu.
Bir sonraki faturamda gercekten de 2 küsür tl'lik bir iade mevcut. Buraya kadar tamam ama yeni faturadaki ayrintilari inceleyince gözlerime inanamadim. Benzer bir hata yine var!
Bu sefer Turkcell'i aramadim. Nasil olsa onlar kontrol ediyor, bir sonraki faturada iade ediyorlar öyle degil mi? Degil iste, etmediler!!!
Simdi ben bundan sonra bu kuruma nasil güveneyim. Nereden bileyim bundan önceki faturalarimda da benzer bircok hatanin olmadigini. Farkinda misiniz bilmem ama Turkcell'in 20 milyondan fazla abonesi var. Herkesten 1tl fazla alsa 20 milyon tl yapar. Kim kontrol ediyor ki faturalarini bu kadar ayrintili. Fauradaki her kurusun hesabini ben yapmak zorunda degilim ki! anlattikca benzer sikayetlerin hic de az olmadigini gördüm.
Yok canim olmaz öyle birsey diyorsunuz ama bu ülkede koskoca bir banka yetkisi olmadigi halde Devlet bonusu satti, reklamini yapti yetkililer ayakta uyurken. Ikili muhasebe sistemi kurup milyonlar kacirdi. Her gsm abonesinden az biraz, kurus kurus kirpilsa kim fark edecek?
Ben Turkcell abonesi oldugum icin Turkcell'i anlattim ama bu digerlerinin daha iyi oldugu anlamina gelmez.
bu yazi dostum ceconun magduriyeti icin...

15 Temmuz 2009 Çarşamba

Ex'sir

Birkac haftadir aklimda, size "Exsir" isimli yeni kesfimden bahsedecegim firsat olmuyordu. O da neymis derseniz, ürününü ambalaji üzerindeki tanimiyla "%100 Bitkisel Sebze-Meyve Arindirma Sivisi".
hepimiz evlerimizde kivircik, marul, göbek salata, ispanak, semizotu vs gibi sebzeleri illa ki sirkeli suda bekletiyordur. Eskiden cok yaygin degildi ama bir ara su Kus Gribi olayi patlak verdikten sonra artik Türkiye'de tüm ev hanimlarina yayilmistir bu davranis. Ben de salatayi yikamadan önce belli bir süre önce sirkeli suda bekletirdim ancak sonra tesadüfen elime Exsir isimli bu yeni ürün ulasti. Internete girip arastirinca beni o kadar ikna etti ki artik sirkeli suya elvada deyip her seferinde bu ürüne basvuruyorum. Artik icim cookk daha rahat, afiyetle indiriyorum mideye salatalari, sebzeleri :) Exsir'in en önemli farklilasan ve onu üstün kilan özelligi ise "sebze ve meyvelerin üzerlerinde bulunan zirai ilac, parafin/wax, mikrop/bakteri, böcek ilaci, larva ve gübre kalintilarindan %100 arindirmasi."
E peki bu mereti nasil mi kullaniyorum? Kivirciklari yapraklarina ayirip yikama kabima koyuyorum, cine su dolduruyorum ve suyun miktarina göre bir ya da iki ölcek exsir dokerek (kapagi olcek islevi görüyor ayni zamanda) 3-4 dakika beklemeye birakiyorum. Sonrasinda suyla durulayip salatalarimi kurutup, kesip, bol limon koyup afiyetle yiyorum :) Hem artik icim daha da rahat bir sekilde. Zaten ilk kullandigimda suda kalan kirleri ve kalintilari görünce bir daha sirkeli su kullanamadim.
Peki bu ürününü hic mi kötü yani yok? Eee kadi kizinda bile kusur olduguna göre elbette bunda da bana batan birkac sey var.
- köpürüyooorrr :) önce rahatsiz oldum ama sonra internette iyice arastirdiktan sonra icim rahatladi.
- boyamsi, vernikimsi bir kokusu var ama neyse ki salataniyda ya da yikadiginiz diger üründe hicbir koku birakmiyor, yoksa imkani yok kullanilmaz.
- birazcik pahali. gerci 1 siseyle toplam kac parti ürün yikayabileceginizi hesaplayinca mantikli bir miktara iniyor :)
Gecenlerde Carrefour'da meyve-sebze reyonunun orada bir stand acmislar, direkt uygulamasini gösteriyorlardi. Hayli ilgi cekiciydi, akillca bir pazarlama taktigi ;) TV reklamlari icin cok ciddi bütceler gerektigi icin reklamlarina hic rastlamadim. Ancak basinda ve internette haberlerini gördüm, bir de iste zincir marketlerde standlarini, ek teshirlerini ve tanitimlarini.
Üstelik Türk bulusu! Bu beni daha da gururlandirdi, ben ürünü ilk aldigimda kesin yabanci bir firmanindir, yurt disindan gelmistir demistim ama ne mutlu ki yanilmisim. Kükre Gida diye bir Türk firmasi tarafindan üretiliyormus.
Resmi web sitesini ziyaret edip daha da detayli incelemek isterseniz, buyrun buraya...

14 Temmuz 2009 Salı

Skolyoz

Skolyoz mu o da mi ne? Bu rahatsizliga sahip degilseniy bilmemeniz cok normal, ben de 5 sene öncesine kadar adini bile duymamistim. Skolyoz, omurganin göğüs veya bel bölgesinde görülebilen, yana doğru eğriliğidir. Tek başına olabileceği gibi, kifoz (arkadan öne doğru anormal bir eğrilik) ile beraber de görülebilir (Kifoskolyoz). (Kaynak: Vikipedi)
Türkiye'de bilinen 2.5 milyon skolyoz hastasi var ve bunlarin büyük cogunlugu kadin. Bunun sebebini daha önce arastirmis olmama ragmen bulamadim, bilen varsa paylasirsa sevinirim. Bana zamaninda söylenen bu hastaligin aslinda dogustan oldugu ancak agri vs olmadan ya da ilerlemeden ve estetik bir bozukluk olmadan farkedilemedigi. Nitekim bende de oyle oldu. Ancak 5 sene önce muthis bir bel agrisi ile bir sabah ise gitmek üzere hazirlanirken külotlu corabimi giymek icin uzandim ve kaldim. Acidan gözlerimden yaslar geldi, öyle böyle bir aci degil. Eger ergenlikte farkedilseymis durdurma olasiligi varmis ancak benimki 24 yasinda farkedildigi icin ilerlemeye devam edecegini söylediler.
Ilk defa 1.5 sene önce genis capta bir arastirma yaptim ve Türkiye'de bu konuda 3 hatta sadece 2 isinin ehli profesör oldugunu ögrendim. Biri Azmi Hamzaoglu, digeri ise Ünsal Domanic. Itiraf ediyorum Azmi Hocanin vizite ücreti cok yüksek oldugu icin Ünsal Domanic'i tercih etmistim. Röntgenler, skolyoz grafileri vs cektirdi ve 30 derece egriligim oldugunu, omuriligimin ters C harfi cizdigini ve bunun daha da ilerleyecegini söyledi. Bel kaslarimi güclendirmek icin birkac hareket gösterdi. Evli olup olmadigimi sordum, yeni evliyim deyince, cocuk düsünüyor musunuz dedi. Ben de zamani gelince elbette dedim (o zamanin geldigini insan nasil anliyorsa? neyse, konuyu dagitmayalim, o da ayri bir yazi konusu olsun). Bana bosver ne yapacaksin cocugu dedi. Hamilelikte 6-18 derece arasi artar, cok zor bir hamilelik gecirirsin, yatarak gecirirsin vs dedi. Eh zaten 10 derece artmasi demek benim ameliyatlik seviyeye gelmem demek. Moralman cöktüm tabii.
Kis basinda dedim bu sefer paraya kiyip Azmi Hoca'ya gidecegim, zaten diyete baslama motivasyonum da buydu. Ne kadar zayif olursam, belimde o kadar az baski olur ve benim durumum icin o kadar iyi. Florence Nightingale'i aradim randebu icin. Taa 6 hafta sonrasina verdiler randevuyu. 3 hafta önce gittik E. ile. Yine bir sürü film, grafi vs cekildi veee siki durum egrilik derecemin 30 degil sadece 13 derece oldugunu söyledi! Eski filmime gözünün ucuyla bakip elinin tersiyle itti. Nasil olurdu? Bu hastalik geriliyor muymus? Hayir!!! E peki hani 30 dereceydi. Ben 1.5-2 senedir bosuna mi kara kara düsünüyorum. Azmi Hoca 35 yasima kadar ister normal, ister sezeryan 3 cocuk dogurabilecegimi söyledi. Ben aslinda bunu ogrenmek icin de gitmistim. Düzenli kontrole geleyim mi her sene dedim. Hayir, gerek yok, sen bu belle torunlarini da görürsün dedi ve bana dünyalari verdi. O gün o anda o kadar hafifledim ki hayal bile edemezsiniz. Umarim herkes benim kadar sansli olur. E peki Ünsal'dan hesap sormadin mi diyorsaniz hayir, ilgilenmiyorum hic. Artik hicbir önemi yok benim icin. Ama bu kadar büyük bir hata bu kadar ünlü bir prof nasil yapar aklim almiyor.

Saglik Sigortasi

Bu aralar pek bir saglik konularindan gittim ama pesinene söyleyeyim, Acibadem Sigorta'da calisan ya da bir tanidigi olan varas, az sonra okuyacaklarindan rahatsiz olabilir ama hiiiccc derdim degil benim :) Benden uyarmasi.
Benim sirket saglik sigortamda 5.000 TL'lik limit var. Gecenlerde dedim artik yavas yavas zamandiri, nasil olsa Azmi de demis hiiiccc birseycigin yok diye, yürü be Quentins. Basla coluk cocuk planlarina ufak ufak. Eeee önce kendimizi garantiye alalim, saglik sigortasi yaptiralim söyle dogumu full kapsayan dedik Nodiahp ile. 5.000 TL ile hamilelik sirasindaki rutin kontrolleri, tahlileri vs yaptiririm, kendi bireysel yaptiracagim sigortadan da dogumu karsilarim full dedim. Sirkette yan masadaki arkadasim 1.5 sene öcne dogum yapti, Acibadem Sigorta'yi öve öve bitiremiyordu. Ben ki Acibadem'e karsi cok önyargiliyimdir (internette senelerce dolasan cok paragoz olduklarina ve yanlis uygulamalar yaptiklarina dair maillerden dolayi), arkadasimin deneyimine güvendim ve Acibadem'den bir satis temsilcisini cagirdim, görüstük, istedigim gibi bir Eko pakette karar kildik. Tam fiyata OK verdim gelin yapalim islemleri dedim, adam sirra kadem basti. A bu arada unutmadan, Acibadem'in en büyük özelligi de bebegi dogar dogmaz sigortali yapmasiymis. Allah korusun, erken dogum vs gibi durumlarda dünya kadar kuvöz masrafi vs. O kadar aile var ki bu masaraflarin altinda kalkamadigi icin cocuklari hastanede rehin tutulan vs, neler duyuyoruz her gün...
Neyse, Acibadem'in satis temsicisi tam 2 gün ses vermedi. Adama bak amma tuzu kuru, prim sistemiyle calismiyor mu bunlar vs diye düsünürken ben, gecen Cuma mesai bitimine dogru aradi beni. Hah, hadi ne zaman geliyorsun demek üzereyken, adam demez mi "Ölümcül sonuclara sebep olabilecek bir hastaliginiz oldugundan dolayi Acibadem sizi sigortalamayi kabul etmedi". Ben dumur oldum tabii. Ne ölümcül hastaligi, çıldırdın mı sen? vs diye tutamadim kendimi, giristim adam telefonda. Nasil azarliyorum ama adami. Ki gayet de hanimefendi bir insanimdir :) Neymis o benim bilmedigim hastaligim, siz cildirdiniz mi dedim. Skolyoz demez mi?! Ben iyice delirdim tabii. Sen manyak misin, allaha cok sükür kanser degilim, aids degilim, ne ölümcüllügünden bahsediyorsun sen. Agzindan cikani kulagin duyuyor mu diye basladim yine bagirip cagirmaya. Neyse ki o saatte sirkette pek kimse kalmamisti da rahat rahat konusabildim telefonda. Adam "kisisellestirmeyelim lütfen" vs deyince "Aaa siz benim laflarimi üzerinize mi alindiniz, ben sizin calistiginiz kurulusa diyorum hepsini" dedim.
Acibadem'de bu karari verenler acaba raporlari okuma zahmetine katlaniyorlar mi? Okusalar görecekler ki allaha cok sükür sadece 13 derecelik bir egrilik söz konusu. Koca Azmi Hamzaoglu'ndan daha iyi biliyorsa sizin Acibadem'deki proflar, söyleseydiniz de ben onca para bayilmasaydim, haftalarca randevu beklemeseydim, direkt sizinkilere gözükseydim, benim essekligim. Benim bildigim kisinin bir rahatsizligi varsa sigorta sirketleri kendilerini garantiye almak icin kisiyi o rahatsizliktan muaf tutar ve öyle sigortalar. Ama belli ki Acibadem bunu düşünmekten yoksun ya da yeni müsteriye ihtiyaci yok.
Gelelim sadede arkadaslar. Hep ben mi deneyimlerimi paylasacagim sizlerle, hadi simdi sira sizde. Gösterin kendinizi ve söyleyin bana hangi sigorta dogumda iyidir, hangisiyle irtibata geceyim. parmaklar klavyeye, hadi hadi hadiiii :)

Diyet

Gecenlerde bir postumda bahsetmistim, diyetisyen yardimiyla 6.5 kilo verdim diye. Gelelim hikayemize :)

Ben 29 senelik hayatimda simdiye kadar hic diyetisyene ya da akupunkturcuya gitmedim, hatta gidenlere de icten ice "para ödeyince mi oluyor, girtlagini tutsan kilo verirsin" yaklasimim bile olmustur, itiraf ediyorum. Eee sen misin öyle atip tutan. Gecen sene Mayis'ta is degistirdim ve gida sektöründe bir firmaya gectim. Üstelik pek de tatli gidalar bunlar öyle böyle degil. Ofiste sürekli masanda, her toplantida gözünün önünde, her lafin icinde bu tatli seyler olunca kolaysa gel sen yeme! Ben yapamadim ve basladim kilo almaya, Hayatimin simdiye kadarki en yuksek kilosuna ciktim. Gerci yine de "sisman" sayilmazdim ama kilolarim beni rahatsiz etmeye baslamisti. Aynadaki görüntüm hosuma gitmemeye baslamisti yavas yavas o yag baglayan göbegi gördükce her gün karsimda (evet her kadinin ortak sorunu, bölgesel aliyorum ben de kiloyu)
Buraya kadar hala okumayi birakmamis erkek okur varsa hayrettt der son kez uyarimi yaparim. Bu entry anlamis oldugunuz gibi kadinsaldir :)
Neyse efendim, sonunda cok uygun fiyatli diyetisyenimizi bularak Subat'ti yanilmiyorsam basladim. Diyetisyenin benden istedigi 7.5kg vermemdi, ben ise kafamda 4-5 kg diye gitmistim. Sonuc: 6-5 kg ve ben de inanamiyorum kendime ama "artik daha fazla kilo vermek istemiyorum, böyle cok iyi" diyen bir Quentins. Beni 1 ay kendi halime birakti bakalim koruyabilecek miyim kilomu diye. Veee gecen Cuma ispatlandi ki gram alip vermemisim :) Simdi 2 ay birakti kendi halime beni, balaim, Eylul'de tatile gitmeden tekrar görünecegim. Sanirim kaptim ben artik bu isi ;) Saglikli yasamanin sirlarini verdi aylardir sagolsun yavas yavas.
Artik hafif ve daha da mutluyum.
Not 1: Spor yaptin mi diye soracaksiniz muhtemelen. Hayir yapmadim daha dogrusu yapamadim. Haftaici pestil seklinde kacta eve geldigim hic belli olmuyor. Haftasonlari aslinda yüzmeye gidiyorum ama o da pek düzenli degil.
Not 2: Benim kilo verirken cok büyük bir motivasyonum vardi, muhtemelen o da cok büyük bir itici üc oldu.
Not 3: Kim diyet cok kolaydi, hic ac kalmadan zayifladim derse yalan, inanmayin :) Evet, artik hiicc ac kalmiyorum ve yiyerek veriyorum ama ilk 1 hafta geceleri kabustu. Yemekten sonra yatana kadar hicbir sey yiyememek, aman allahim düsünmek bile istemiyorum :)
Not 4: Cenem feci düstü, bu notlara bir son vermek lazim!

11 Temmuz 2009 Cumartesi

Herseyi Bilen Kadin


Is yerinde calisirken bir nefes alip ufak bir kacamak yapmak isterseniz, sizi oldukca eglendirecek olan bir site tavsiye edeyim. Herseyi Bilen Kadin ki kendisi Avrupa Yakasi dizisinden tanidigmiz Senay Gürler olur sizi sorulariyla bekliyor.


Aslinda Lipton caylarinin tanitim calismasi olan bu sitede Senay Gürler aklinizda tuttugunuz nesnenin ne oldugunu sorularina vereceginiz cevaplar sayesinde buluyor. Nasil olur ya diyorsaniz bir deneyin. Göreceksiniz beklediginizden daha basarili tahiminlerde bulunuyor Senay.

Az önce radyo tuttum ve bildi. Bayiliyorum bu herseyi bilen kadina....