3 Temmuz 2009 Cuma

Papazin Bağı

Ankara'nin en eski dinlence mekanlarindan biridir Papazin Bağı. Şehrin merkezinde, sicak yaz günlerinde ferahlamak için ideal bir mekan. Gazi Osman Paşa'da oldukca merkezi bir yerde bulunan Papazi Baği adini Cumhuriyet'ten önce oralarin sahibi olan Ermani bir papazdan aliyor. Asirlik ağaçlarin gölgesinde Semaverle çay içebillir, ufak havuzlardaki kaz, tavuk ve horozlarla eğlenebilirsiniz. Kuş cıvıltılari hiç susmuyor zaten. Gözlemeleri de fena değil.
Şehrin göbeğinde bu kadar değerli bir araziye hala dokunulmamış olmasına hayret etmemek mümkün değil. Allahtan 1. derece doğal sit alani ilan edilmiş. Umarim daha uzun yillar öyle kalır.

Ama şu dandik plastik masa-sandalyeleri de değiştirmenin zamani gelmiş sanki...

2 Temmuz 2009 Perşembe

Yeni Elbisem ve Lacheen

Bu elbiseyi gordugum an vurulmustum ama nedense satin almadim. Aslinda nedenini de biliyorum. Internetten kitap, makyaj malzemesi vs satin aliyorum da ne bileyim kiyafet satin almak hep zor gozukmustur. Giymeden alinir miymis hic? Aliniyormus :) Sonunda muradima erdim ve günlerdir yetenekli genc mimar Lacheen`in dükkanindan bakip durdugum elbiseye kavustum. Gerci bu pek de kolay olmadi :) Önce Lacin`in tv cekimleri girdi araya, sonra da elbisede kullandigi kumastan bulamadigini iletti bana ama neyse ki aklina pratik bir cozum geldi ve ilk yaptigi ve fotograflandirdigi elbiseyi birkac rötusla bana gönderebilecegini soyledi, ustelik cok da uygun bir fiyata.

Kargo elime ulastiginda nasil buyuk bir hevesle posetini actigimi gormeliydiniz. Bu arada Lacin, bizim ofisten de hayli bayan hayran kazandin ;) O aksam eve gelir gelmez elbiseyi uzerime denedim ve ertesi gun de ise giydim. Sirkette herkes ba-yil-di kiyafetime, iltifat ustune iltifat aldim.

Cok tesekkurler Lacin, eline emegine saglik! :)

28 Haziran 2009 Pazar

D2W - Degradable plastics


Bugün D&Rda kitap aldiktan sonra plastik poset üzerindeki ibare dikkatimi cekti. Meger artik her plastik poset bildigimiz plastikten degilmis. Üzerinde D2W ibaresi olan posetler dogaya birakildigi zaman 12 ila 24 ay icinde isiya, basinca ve isigia maruz kaldikca dogadaki basit materyallere dönüsüyormus.

Bunun sadece labaratuvar ortaminda kalmamis olup Türkiye`deki bir kitapcinin posetlerine kadar gelmis olmasi ne güzel. Umarim yakinda bunlardan daha fazla görürüz. Özellikle süpermarketlerde ne cok plastik poset kullanildigini düsünecek olursak. D2W`nin Türkiye`deki üreticisi Ecoplast`in sayfasinda yillik plastik poset tüketiminin sayaci var. Ona bakin ne cok poset tüketildigini daha iyi anlayin.

DOQO Cep Telefonu Sarj Noktasi


Bir süredir alisveris merketlerinde, bazi cafelerde hatta hastanelerde falan görüyorum bunlardan: DOQO Cep Telefonu Sarj Noktasi. Ufak bir ücret karsiliginda belli basli tum cep telefonu markalarini hizli bir sekilde sarj edebiliyorsunuz. Üstünde yarim saat icinde sarj ettigi yaziyor. Hic kullanmadim, kullanan da görmedim ama ilginc bir fikir. Para kazaniyor mu bu makinalar gercekten merak ediyorum.


Gerci yarim saat icinde nasil sarj oluyor pil anlamadim tam olarak. Ayrica bunun pilin ömrü üzerinde ne gibi bir etkisi oluyordur?

YouTube`a nasil kullanildigini gösteren bir video bile koymuslar.

19 Haziran 2009 Cuma

Uzun Zamandan Sonra İlk Defa


Bugün uzun zamandan sonra ilk defa Cuma günü olduğu için çok mutluydum. Şu anda da hala harika bir ruh hali içindeyim :) Hiç bitmesin istiyorum! Aylar sonra ilk kez oturmuş bloguma yazı bile yazıyorum. Düşünün artık ne keyifliyim :) Bu kadar keyifli olmamın en büyük sebebi elbette öğleden sonra bir eğitimin erken bitmesi ve benim en yakın iş arkadaşımla işi kırıp Bağdat Caddesi'ne gitmemiz. Ne de iyi yapmışız! Ninewest'in geçen hafta indirime girdiğini duyunca hemen arkadaşımı da kaptım caddeye geldik :) Önce bir heves Şaşkınbakkal'dakine gittik büyük diye. Ama hiçbir şey bulamadık. Sonra bir umut Suaidye'dekine gidelim dedik. Yolda Nursace ve yeni açılan (en azından ben yeni görüyorum) Hotiç'e uğradık ama ııhh onlarda da beğenemedim birşey. Aslında Hotiç'te harika ayakkabılar vardı ama hep işe giymelik. Benim hayal ettiğim haftasonu için rahat ve güzel, cıvıl cıvıl sandaletlere rastlayamadım. Amaaaa Suadiye'deki Ninewest'e girince şu andaki sandaletlerim bana göz kırpıyorlardı :) Anlayacağınız bu keyfimde yeni ayakkabılarımın da büyük rolü var. Yeni bir şey alınca çookk mutlu oluyorum çocuklar gibi :)

Ahh bir de ayakkabı alışverişimden sonra girdiğimiz Starbucks'taki buzz gibi vanilya frappucino ve arkadaşımın browniesinden tırtıkladıklarım enfesstttiii :) Tabii verdiğim 6,5 kiloyu düşünerek frappucinom küçük boydu ve krema koydurmadım. Brownienin de üçte birini yedim. Browniesini bugün ilk defa yedim. Enfesti. Tadı bana sufleyi hatırlattı ki sufle deyince benim için akan sular durur :) Ne hainim değil mi? Sizin de ağzınızın suyunu akıttım.

Not 1: Sandaletlerimin resmi sonra, giyince gelecek :)
Not 2: 6,5 kg verme hikayem de çok yakında :)

2 Haziran 2009 Salı

Bir Kadin, Bir Erkek

Ne zamandir bahsetmek istiyordum ama bir türlü firsat bulamamistim. Türkmax kanalinda Bir Kadin, Bir Erkek adinda bir dizi var. Afilli bir prodüksiyon olmamasina ragmen oldukca eglenceli. Bas rol oyunculari (Demet Evgar ve Emre Karayel) disindaki oyuncularin yüzleri bile cogu zaman görünmüyor. Cok sade ama hinzir ve akilli bir yapim. Ozellikle Demet Evgar`in hayran kitlesi bu dizi sayesinde baya bir artmis durumda.

Kadin erkek iliskilerinde rastlanan durumlari (bazen abartarak) eglenceli kisa hikayelerle anlatiyorlar. Kimi zaman cinsel icerikli konulara da kaydiklari icin +13 veya +16 ibareleriyle yayinlaniyor. Zaten oturup ailenizle seyrederseniz zevkini cikartamayabilirsiniz. Tek basiniza, sevgilinizle veya arkadas grubuyla izlemenizi tavsiye ederim. Yanliz hikayeler ile ilgili düsünceleriniz acik acik söylemeyin yoksa bir anda kendinizi sevgilinizle hikayelerdeki gibi tartisirken bulabilirsinz :)

Yabanci bir yapimdan (Un gars une fille) uyarlama oldugu icin bazi hikayeler size ucuk gelebilir ama isin komedisi de biraz burada. Sonucta herkes kendi iliskisinden bir parca bulacaktir. Fransizlar kadar rahat olmasak da...

Zaman zaman erkekler Ozan`i kilibik ve pisirik olmakla, kadinlarda Zeynep`i şıllık olmakla suclayabiliyorlar. Ama nedense herkes en cok elestirdigi bölümde egleniyor gibi. Hafta ici her gun 22`de... Ayrica webde de bir yigin video bulmak mümkün.



Resmi özetinine de bir göz atmak isteyenler icin:

Demet Evgar ile Emre Karayel, kadın-erkek ilişkilerine dair hem eğlenceli hem de ibret verici hikâyeler sunuyorlar. Başarılı ikili, işin kurallarını baştan yazıyor, kaybeden taraf olmamak için komik duruma düşmeye razı geliyor ve sonuçta yine aynı noktaya varıyor: Farklıyız... Sabit bir kamerayla çekilen ve belirli bir kurgusu olmayan kısa hikâyeler, Evgar ile Karayel’in başarılı performanslarıyla, sıradan gibi gözüken konuların ne kadar ‘hayati’ boyutlara ulaşabileceğini ortaya koyuyor.

31 Mayıs 2009 Pazar

Olacak O Kadar

Olacak O Kadar yeniden yayinda. Levent Kirca kac yil önce bu programi yapmaya basladi bilmiyorum ama sanirim bu kadar uzun soluklu olmak(aralikli da olsa) büyük bir basari sayilmali.
Dönem dönem cok severek izledim, bazen de fazla ajitasyona girdigi icin sIkIldIm. Ankarali Turgut muydu neydi, her bölümde onun müzikleri calardi ve bana fenalik gelirdi. Ama sarhos tiplemeleri gibi klasikleri de unutmak mümkün degil tabii.

Asil soru neden Levent Kirca`dan baska hic kimse siyasal hiciv yapmaya cesaret edemiyor? Davos fatihi ile dalga gececek bir parodi izlemek icin Levent Kirca`yi mi beklemeliydik? Ya da Rabbine dua edip kocasinin ameliyati icin en uygun yer olarak Celevland gören bakan esi ile ilgili bir parodi?

Acikcasi bunlari sabirsizlila bekliyordum. Bu yüzden Olacak O Kadar`in yeni bölümlerine seviniyorum ama umarim yakinda baskalari da bu alandaki boslugu gidermeyi akil eder.


2 Nisan 2009 Perşembe

Zamanaşımı Hesapları Önbildirim Sorgulama

Bircogumuzun cüzdaninda artik bir kac tane kredi karti var. Calistigimiz sirket bir bu banka ile anlasiyor bir baska bir banka ile. Sonucta bircok bankada bircok hesabimiz oluyor ve bir kismini da unutuyoruz.

TMSF, Zamanaşımı Hesapları Önbildirim Sorgulama diye bir sorgulama sistemi ile hesaplari zamanasimina ugrayan kisilerin listesini hazirlamis. Böylece son on yildir hicbir islem yapmadiginiz ama icinde para bulunan hesabiniz olup olmadigini kontrol edebilirsiniz.

Yanliz sabirli olun sistem biraz yavas calisiyor.

Cogu hesapta ufak tefek seyler kalmis bazi insanlarin ne büyük miktarlari unuttugunu görünce sasirmamak imkansiz. Rastegle bir isim yazin mesela...

14 Mart 2009 Cumartesi

Wackel Turm (Jenga)

Malum ekonomik kriz var. Disari cikmak yerine oturun evinizde eglenin :) Migros`tan alabileceginiz ve 10tl`den biraz daha az ödeyeceginiz Wackel Turm (Jenga - Herhalde Almanya`dan ithal oldugu icin adi Wackel Turm, ama uyarmis olayim orjinali kadar kaliteli degil tabii) benim size tavsiyem olsun.
Oynarken zamanin nasil gectigini anlamayacaksiniz. Bu kadar basit bir oyunun bu kadar eglendirici olabilmesi sasirtici ama kule yükseldikce heyecan artiyor. Tek sıkıcı yani kule yikildiginda tekrar dizmek...

8 Mart 2009 Pazar

Dünya Kadınlar Günü-Migros Ganimetleri

Dün sabah kahvaltıdan sonra gazete keyfi yaparken Hürriyet'te Migros'un kocaman ilanını gördüm. 7-8 Mart tarihlerinde Dünya Kadınlar Günü şerefine tüm cilt bakım ve kozmetik ürünlerinde %50 indirim yapmışlar :) Eee bunu okuyan Quentins durur mu? A-S-L-A! Cumartesi rutinimiz haline gelen Carrefour yerine bu sefer Migros'un yolunu tuttuk sağanak yağmura rağmen ve işte ganimetleriiimmm :)




Annem için aldıklarım:


1- Loreal Hydrafresh - Kuru ve Hassas ciltler için yoğun nemlendirici

2- Loreal Temizleme sütü - Yaşlılık karşıtı temizleme


Kendi İhtiyaçlarım:

1- Loreal - Göz makyajı temizleme losyonu (bir arkadaşım tavsiye etmişti. Bakalım memnun kalacak mıyım)

2- Maybelline - 2'si 1 arada Göz makyajı temizleme losyonu (eski kullandığım ürün. En son Clinique Take the Day off kullanmıştım ve çok da memnun kalmıştım fakat strawberry'de epeydir olmadığı için bir türlü sipariş edememiştim. Bu indirim denk geldi.)

3- Neutrogena El Kremi

4- Neutrogena Ayak Kremi

(Bir ara pahalı diye sinirlenip Lapitak kullanmaya başlamıştım ama kürkçü dükkanı hesabı geri döndüm. El-ayak nemlendirme konusunda bence Neutrogena üzerine yok.)

Kendime Hediyelerim:


1- Loreal Glamshine Gloss Brillance 6 Hours - 106. Bir ay kadar önce de 500 numarasını almıştım ama bloguma baktım da üşengeçlikten bahsetmemişim hiç. Çok kalıcı, harika bir ruj. Üstelik yapış yapış bulaşan glosslardan da değil.
2- Loreal Infallible Longwear Lip Duo Compact - 100 numara. Bu ruju ilk defa deneyeceğim ama bundan da memnun kalacağımdan o kadar eminim ki. Bunun da iddiası 16 saat kalıcılığı olduğu ve ancak waterproof makyaj temizleyicisiyle çıkartılabileceği! Hadi bakalım, göreceğiz :) Önce ruju sürüyorsunuz, sonra üzerine yan tarafında bulunan şeffaf sabitleyiciyi sürüyorsunuz. Birazdan arkadaşlarımla buluşmaya çıkacağız, bunu kullanacağım, sonra fikrimi yazarım ;)
3- Maybelline Dream Mousse Blush - 04 numara Dün akşam dışarı çıkarken Body Shop fondotenimin üzerine sürdüm ve muh-te-şem. İnanılmaz şeker bir pembe ve çok güzel kendinden ışıltılı.