31 Aralık 2007 Pazartesi

İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO)

Siz de her sabah bir yakadan öbür yakaya geçmek zorunda olan milyonlarca insandan biri misiniz? İstanbul’da trafiğin ne berbat durumda olduğunu bilmeyen yok herhalde. Benim size tavsiyem, mümkün olduğunda deniz yolunu kullanın ve bunu yaparken de İstanbul Deniz Otobüslerini (İDO) tercih edin.

Toplu taşıma araçları içerisinde şimdiye kadar aldığı parayı bu kadar hak eden başka bir vasıta bilmiyorum. Her ne kadar kaptanlarından biri geçen aylarda açıkta demirlemiş bir gemiye toslamayı başarmış olsa da karayolundan daha güvenli olduğuna eminim. Koltukları rahat, yolcuları medeni... Kışın içi sicak, yazın ise güçlü bir havalandırma ile serin bir konfor sunuyor. İniş binişler biraz sıkışık olabiliyor ve rüzgarın şiddetli olduğu günlerde seferler iptal olabiliyor ama sonuçta iptal seferler yılda bir kaç günü geçmiyor. Ayrıca daha evden çıkmadan 212 444 4 436 nolu numaradan iptal seferleri öğrenebiliyorsunuz.

Tabii herkes iskelelere yakın oturmuyor ama yine de bazen bir minibüsle bir iskeleye varıp oradan karşıya geçmek size zaman kazandırabilir. Ayrıca deniz otobüsünde uyumanın keyfi de bir başka oluyor :) Bir denemekte fayda var...

30 Aralık 2007 Pazar

Nonoh Free Voip Calls

Türk Telekom özelleştirildiğinden beri GSM operatörleri ile sıkı bir rekabet içerisinde ve özellikle yurt içi aramalar oldukca ucuzlamış durumda. Ayrıca daha önce bahsettiğimiz 1045 gibi servisler de hayatımızı ucuzlatmak için birebire ama eğer "Bu bana yetmez! Ben bedava konusmak istiyorum" diyorsanız Nonoh tam size göre. Bu internet sitesi size Türkiye'de yurt içi aramaları bedava yapma imkanı sunuyor. Tek yapmaniz gereken önce kendi numaranızı, sonra da arayacağınız diğer numarayı siteye tuşlamak. Sonra bir de bakıyorsunuz ki telefonuz çalıyor ve karşı tarafın ahizeyi kaldırmasını bekliyorsunuz. Denemek için üye olmanıza bile gerek yok. Ana sayfada hemen bir deneme yapabilirsiniz ama görüşmenin 1dk kadar sonra kesilmesine de hazirlikli olun.

Tabii ki hiç birşey tam anlamıyla bedava değildir :) Bu hizmetten sürekli yararlanmak için üye olmaniz gerekiyor ve site en az 10 Euroluk kredi almayi şart koşuyor. Böylece 120 gün boyunca bedava konuşma imkanınız oluyor. Bu site yurtdışı ve gsm görüşmelerinizi de normal fiyatların altında yapmanizi sağlıyor. Satın alığınız krediyi de bu tür görüşmeler için kullanabiliyorsunuz. Sitede tüm ülke fiyatlari belirtilmiş zaten.

Diğer bir hoşluk da bu hizmete sadece web üzerinden değil aynı zamanda java uyumlu cep telefonunuza bir uygulama indirmeniz yoluyla da ulaşabiliyor olmaniz. Sonuç olarak oldukca yaralı bir sistem. Tek dezavantajı zaman zaman sesin Atlantik ötesi bir görüşme yapıyormuş gibi gecikmeli gelmesi.

Göreceksiniz, bedava olunca insanın daha çok konuşası geliyor.......

26 Ekim 2007 Cuma

Stila

Bir önceki postumda Strawberrynet'ten yaptığım alışveriş sonucunda yeni müşteri olmam dolayısıyla "Stila Convertible Lip Color" kazandığımdan bahsetmiştim. "Ucuz etin yahnisi güzel olur" o ayrı :) Ama gerçekten ürün çok hoşuma gitti. Benim aldığım renk 6 numara yani Ginger Bloom. Öncelikle ürünün ambalajı çok estetik ve şık. İki taraflı stick olması da güzel. Ama en çok beğendiğim yanı ürünün nemlendirici özelliği olması. Dudaklarımı yumuşacık yaptı daha ilk sürüşte. Üründen memnun kalıp markayı araştırdım ve daha birçok başka ürününü de inceleme fırsatım oldu. Bu benim aldığım ürünün aslında sitedeki satış fiyatı 22 YTL imiş ama şu an %14 indirimle 19 YTL'ye satıyorlar. Fiyatı da makul geldi. Beğenmediğim yanı ise kalıcı olmaması.

Strawberrynet

Aslında deneyimleyip yazmak istediğim birçok şey var aklımda ama uzun zamandır yazma hevesim kalmadığı için hepsi rafta beklemekte. Fakat az önce Strawberrynet'ten 10 gün önce sipariş ettiğim ürünlerim gelince o kadar mutlu oldum ki beklemeden sizlerle paylaşmak istedim.

Strawberrynet sitesinden aslında Canan sayesinde tesadüfen haberim oldu. Strawberrynet çok kapsamlı ve çok uygun fiyatlı (Türkiye'de satın aldığım fiyatın neredeyse yarısı) bir cilt bakımı, makyaj ve kozmetik malzemeleri ve parfüm sağlayıcısı. Üstelik gönderim için Türkiye'den hiçbir ücret de almıyor. Sadece teslimatları yaklaşık 10 gün sürüyor ama o kadar kusur kadı kızında da olur ;) Ben ilk defa 10 gün önce internetten girip ilk siparişimi verdim. Aslında almak istediğim daha birçok ürün vardı fakat denemek için önce bir ürünle başladım. başıma tatsız bir olay gelirse hiç değilse bütçeme nispeten az zarar gelsin demiştim ama boşuna endişe etmişim. Bugün (siparişimin üzerinden tam 10 gün sonra) siparişimi eksiksiz, hasarsız ve orjinal paketinde teslim aldım. Üstelik yeni müşteri olduğum için satın alım sırasında seçmiş olduğum istediğim bir renkteki "Stila Convertible Lip Color"ın da sahibi oldum :) Onunla ilgili deneyimimi de ayrıca yazacağım. Tek seferde üç ya da daha fazla ürün alırsanız ayrıca %5 indirim hakkı kazanıyorsunuz. Ayrıca bu alışveriş sitesinin "bağlılık indirimi" diye bir uygulaması da var. İkinci siparişinizle birlikte uygulama giriyor. İkinci alışverişinizde %1, üçüncüsünde %2, dördüncüsünde %3, beşincisinde %4,..., 10. siparişinizde %7.5 ve 20.siparişinizde %10 şeklinde. Site içerisinde aradığınız ürünü bulmanız da çok kolay. Öncelikle cilt bakım ürünü mü makyaj malzemesi mi yoksa parfüm mü istediğinize karar veriyorsunuz. Sonrasında ise alfabetik bir sırada marka isimleri karşınıza diziliyor. Oradan da o markaya ait ellerinde olan tüm kategori ürünleri çoğunlukla resimleriyle birlikte geliyor.

Tüm bunlara ek olarak müşteri hizmetlerinden de çok memnun kaldım. Dermalogica'nın satın almak istediğim bir ürününün sadece salon boyu (oldukça büyük boy) mevcuttu. Bunun daha küçük boyları olsa satın alırdım diye mesaj attım ve 1 hafta sonra tataammm sitedeydi o ürün. Bir başka aradığım ürün de daha önce gezerken görmüş olmama rağmen sitede yoktu, yine mesaj gönderdim ve o da yaklaşık 5 gün sonra satışa çıkmıştı. Diğer bir e-mailimi ise bugün yollamıştım. 10 gün önce sipariş verdiğimi, teslimatın ne zaman olacağını sordum. Onlar da detaylı bir takip sistemleri olmadığını özür dileyerek belirttiler ve siparişimden itibaren toplam 14 gün iş günü içerisinde halen gelmemişse tekrar irtibata geçmemi rica ettiler. Bu arada her üç mesajıma da aynı gün içinde yanıt aldım.

Kısacası çok pozitif bir deneyimdi benim için. Düşük fiyat, geniş ürün yelpazesi ve müşteri memnuniyeti hepsi bir arada. Dolayısıyla ikinci siparişimi az önce verdim bile :)

4 Ekim 2007 Perşembe

1045

Dün akşam e-mailime gelen bir haberden bahsetmek istiyorum size. Ev ve iş telefonlarınızdan şehirlerarası, uluslararası ve cep telefonlarını artık bu hizmetle daha ucuza arayabiliyorsunuz. Tek yapmanız gereken arayacağınız numaranın önüne "1045"i eklemek. Bu hizmetten yararlanabilmeniz için tek şart ŞirketHATT, KonuşkanHATT veya StandartHATT tarifelerinden birin kullanıyor olmanız. Web sitesine girip daha detaylı incelemek isteyebilirsiniz ama özetlemek gerekirse şehirlerarası aramalarda %13, turkcell/avea/vodafone aramalarında %20, Almanya/İngiltere/ABD/Rusya gibi ülkelerin sabit hatlarını aramada ise %34 gibi bir fiyat avantajınız oluyor. Kulağa çok hoş geliyor, deneyip göreceğiz.

Kimmiş bu 1045'çiler derseniz ona da değineyim hemen kısaca. Bu hizmet Millenicom Türkiye tarafından sunulmakta. Millenicom Türkiye ise "Almanya merkezli European Telecommunication Holding şirketlerinden Millenicom ve Alovatan'ın Avrupa telekom pazarında edindiği tecrübe ve birikimi Türkiye pazarına en etkin şekilde yansıtmayı hedefleyen bir telekomünikasyon firması".

Hizmetin faturalandırılmasına gelince; evinize gelen Telekom faturasıyla beraber ikinci bir fatura gelecek ve de bu fatura, 1045 hizmetinin olacak. Bu hizmetten yararlanmak için herhangi bir ek bedel, aylık sabit ücret vs ödememiz gerekmiyormuş. Fatura ücretini Türk Telekom faturamızı ödediğimiz tüm noktalara yatırabiliyormuşuz. Eğer telekom faturanız otomatik ödemedeyse, 1045 faturanız da otomatik olarak aynı hesaptan çekiliyormuş.

Kulağa harika geliyor. Hem yakında bu hizmeti şehiriçi aramalarında da verebilmek için çalışmaları varmış.

30 Ağustos 2007 Perşembe

Adana Dostlar Kebapçısı

Bugün öğlen şirketten bir arkadaşımızın doğumgününü kutlamak için Adana Dostlar Kebapçısına gittik ve çok memnun kaldık. Bu yazıyı yazmamın sebebi de o zaten yoksa kesinlikle yediklerimizi bir bir anlatıp ağzınızı sulandırmak değil amaç :)

Biz Trio'nun oradakine gittik ama yanılmıyorsam Bağdat Caddesi'nde Göztepe'de de bir şubeleri var. Etler inanılmaz lezzetliydi, özellikle de pirzolası enfes, tavsiye ederim. Çöp şiş, pirzola ve meşhur adana kebabını yerken aman siz siz olun yemek sonrasında gelecek olan kadayıf ve kesme dondurmaya mutlaka yer ayırın.

Yemeklerinin lezzetli olmasının yanısıra fiyatları da çok makul. Fakat aynı olumlu düşüncelerimi personeli için söyleyemeyeceğim. Evet hepsi çok terbiyeli. Kapıdan adımınızı atar atmaz hoşgeldinler afiyet olsunlar vs başlıyor fakat garsonları ter kokuyor! Bu da olmasa Adana Dostlar'a tam puan verebilirsim ama maalesef özellikle de yaz günleri her yerde bu ter kokusunu çekmek zorunda kalıyoruz. Biraz temiz olun ya, bu kadar mı zor?! İlla pahalı deodorantlar vs kullanmanıza gerek yok. Su ve sabunla bu iş halledilir ama insanın içinde olacak.

27 Ağustos 2007 Pazartesi

Gülkanlar Mefruşat

Evin perdelerini Üsküdar’daki Gülkanlar Mefruşat’a yaptırdık ve söz verdikleri tarihte getirdiler. Salon ve mutfak perdelerimiz klasik olduğu için hiçbir sorunla karşılaşmadık. Fakat yatak odası perdelerimizi katlamalı istemiştik. Perdeyi astıklarında farkettik ki çubuklar yamuk yumuk duruyor. Çubukların geçtiği kumaşın bazı yerlerini dar (olması gerektiği gibi), bazı yerlerini ise bol bırakmışlar ve dalgalı dalgalı yani düzgün durmayan çubuklu bir perdemiz oldu. Ayrıca perdede yer yer siyah lekeler de vardı, makine yağı sürünmüştür diyerek gayet doğal birşeymiş gibi davrandılar. Sonuçta, yatak odamızın perdeleri tekrar sökülerek geri gönderildi. Yaklaşık 4 gün sonra tekrar getirdiler perdeyi. Belki eskisinden daha iyiydi ama halen bazı çucuklar düeltilmemişti. Ayrıca bize yeni bir kumaştan en baştan dikeceklerine söz verdikleri halde aynı kumaşa yaptıklarını gördük (eski dikiş yerlerinden arta kalan deliklerden farkediliyordu bu kolaylıkla). Halen düzgün olmadığı için ikinci kez perdeler söküldü ve geri gönderildi. İki gün sonra telefon açtığımda bu sefer terzilerini değiştirdiklerini ve kesinlikle yeni bir kumaştan dikileceğini zira aynı kumaşa artık üçüncü kez dikiş tutmayacağını söylediler (mecburiyetten yeni bir kumaşı diktiler kısacası) Üçüncü ve son kez katlamalı perdelerimiz geldi ve takıldı. Bu sefer makine yağı lekesi yoktu ve çubukların dikişleri aynı sıkılıktaydı. Fakat bu sefer de 2 bölümde çubukların ortasında kalan alan yamuktu. Acaba göz yanılgısı mı diye şüphelenerek metreyle ölçtüm ama değişen bir şey olmadı. Baktım bu adamlar bu işi beceremeyecekler, bıraktım peşini. Zaten mobilyaydı, halıydı, perdeydi derken o kadar bunalmıştım ki artık bu yamukluklara daha fazla takılamadım. Benim gibi gayet dikkatsiz biri bile bu yamukluğu farkettiğine göre gerisini siz düşünün...

Perdeleri getiren her iki eleman da çok saygılı ve düzgün insanlardı. Firmanın tek takdir ettiğim yönü bu oldu. Bir daha buraya perde yaptırmak mı? Eğer klasik yaptıracaksam olabilir ama katlamalı için bir daha ASLA!

24 Ağustos 2007 Cuma

Alfemo Mobilya

Ankara Mobilya'da onca sorun yaşadıktan sonra (halen de yaşamaya devam ediyoruz maalesef) hiç değilse koltuklarımızı daha kurumsal bir yerden alalım dedik ve Alfemo'da da koltuk beğenince seçimimizi buradan yana kullandık. Amaç, başımızın ağrımamasıydı ama yine orada da sorun çıktı maalesef. Kurumsallık falan yalan hepsi, söylerken bile üzülüyorum ama Türkiye'de 3-5 kuruşa eleman çalıştırırsan hangi firma olursan ol sonuç hüsran oluyor.

Gelelim başımızdan geçenlere: Modoko'daki Alfemo'dan koltuk takımı beğendik fakat küçük kırlentlerin (yastık) kumaşı hiç hoşuma gitmedi, kumlu kumlu desenli, benim zevkime hitap etmeyen bir kumaştı. Dört tane kırlent yüzünden koca koltuk takımından vazgeçmek olmaz, şansımı deneyeyim dedim ve kırlentleri de koltuk gibi tek renk aynı kumaşla kaplatabilir miyiz dedim ve "tabii" cevabını aldım. Ödemenin büyük bir bölümünü yaptık, siparişi verdik ve 3 hafta içinde teslim edileceğini öğrendik. Aradan 3-4 gün geçtikten sonra Modoko Alfemo'dan bir telefon geldi ve kırlentlerin standart olduğunu, fabrikanın düz renk kumaş yapamayacağını söyledi. Ben de düşündüm taşındım ve kırlentleri kesinlikle o şekilde istemediğimi söyledim. Hiçbir öneri getirmediler. Bana sadece standartlardan bahsedip durdular. E o zaman neden satış yapmak için herşeye "yaparız, ederiz" diyorsunuz? Bu mantığı bir türlü anlamıyorum. En sonunda benim önerim üzerine standart neyse öyle gelmesini fakat yanında ekstra olarak istediğim düz renk kumaşı göndermeleri üzerinde anlaştık. Bunun üzerine de ertesi gün bana telefon açıp kumaşlar için ekstra para istediklerini söylemezler mi?! Kaç milyarlık takım alıyorsunuz, söz verdikleri şeyi yerine getirmiyorlar, bir de dalga geçer gibi 4 küçük yastık kumaşı için tekrar ekstra para istiyorlar. Pes! Ekstra tek bir kuruş vermeyeceğimi, olmuyorsa da gelip bugün iş çıkışı verdiğim parayı geri alacağımı söyleyince hemen sindiler. İlla rest çekmek mi gerek?!
Bana 3 hafta olarak verdikleri süre dolduğunda Alfemo'yu arayarak koltuklarımı sordum. O gün ellerine geçeceğini, muhtemelen de ertesi gün getirebileceklerini söylediler. Ertesi gün olduğunda ise beni arayarak gelen koltuk kumaşlarının benim ısmarladığım renk olmadığını, koltukların fabrikaya geri gönderildiğini ve tekrar yapılacağını söylediler. 10 gün sonra koltuklar ancak elimdeydi.

21 Ağustos 2007 Salı

Ankara Mobilya

Şubat ayında Ankara Mobilya'nın Kadıköy'deki mağazasından yemek odası takımı ile yatak odası takımı satın aldım ve ürünlerimi bir süreliğine depolarında tutmalarını Temmuz ayı gibi isteyeceğimi söyledim, kabul ettiler.

Temmuz ayı geldiğinde mobilyalarımı istedim ve 20 günlük bir süreç sonunda eve teslim ettiler. Bir usta ile yanında 2 çırak vardı. Daha doğrusu biri çırak diğeri hammaldı. Öğlen geleceklerini söylemelerine rağmen saat 17:00'de geldiler ve geldikleri ilk ev bizdik! Bizden önce gittikleri evin sahibini evde bulamamışlar. Bulsalar kim bilir bize kaçta geleceklerdi! Neyse, elemanlar yetersiz ve vasıfsız olduğu için işleri ancak saat 20:15'te bitebildi. Aslında bitti de denilemez pek, yarım yamalak oldu çünkü mobilyalarımız. Büfemizin aynasını düşürüp kırdılar. Vitrinimizin 3 adet cam rafının da 2'sini çatlattılar. Getirdikleri masa sandalyelerinin ayakları hep çizik içindeydi çünkü doğru düzgün bir paketleme yapılmamıştı. Bir de ustaları kendini o kadar akıllı zannediyordu ki benim gösterdiğim her çiziğe "Ojeyle kapatırsınız. Artık o kadarını da görmeyeceksiniz" gibi terbiyesizce tepkiler verip duruyordu. Bir iskemlenin ise ayağının ahşabı olduğu gibi soyulmuştu, bunu teslim almayacağımı, yenisini istediğimi söyledim. Yatak odasına geçildiğinde ise gardrobumun alakasız bir takımın gardrobu olduğunu görünce fenalaştım. Bu kadar mı lakayıt olunur. Nasıl bir sistemdir bu, fabrikadan gelen mallar müşteriye gönderilmeden önce hiç mi kontrolden geçirilmez. Ya da bu firmanın hiç mi kalite kontrol departmanı/yetkilisi yoktur? Gerçi kalite kontrol nedir ondan haberleri olup olmadığından bile şüpheliyim. Mobilyalarım bu halde 14 Temmuz'da geldi ve bugün 21 Ağustos hala düzeltilemedi eşyalarım tam anlamıyla. Kırdıkları aynam ve vitrinimin rafları geldi. Sandalyem geldi fakat bu sefer de diğer sandalyelerimden farklı bir şey göndermişlerdi. tekrar gitti, yapıldı, geldi. Geldi dediğime bakmayın çünkü gelene kadar da her gün defalarca aradım durdum. Maalesef çalışanları o kadar beceriksiz, densiz ve sorumsuz ki arayacağız deyip kesinlikle aramıyorlar. Benim ta 14 Temmuz'da bildirdiğim gardrobu daha geçtiğimiz hafta fabrikaya sipariş veriyorlar. Siz hesap sormaya kalktığınızda ise telefondaki görevli "ben söyledim, siparişlerden sorumlu arkadaş görevini yapmamış" gibi saçma sapan bir cevap veriyor. Kısacası aradan 5,5 hafta geçti ve hala gardrobum düzeltilmedi. Dolayısıyla bir türlü de yerleşemiyorum.

Üstelik telefon açtığınızda yetkili birileriyle konuşmak istediğinizde görüştürülmüyorsunuz. İlk birkaç aramamda "patron" dedikleri kişi benimle görüşürken sonrasında sürekli bahaneler uydurarak telefonlarıma çıkmadı.

Sonuç olarak, siz siz olun benim yukarıda anlattıklarımı yaşamak istemiyorsanız Ankara Mobilya'dan bir şey alacağınız zaman tekrar düşünün. Benim çilem henüz bitemedi bile. Dünyanın parasını verip mobilya alıyorsunuz, burnunuzdan getiriyorlar. Pes!