2 Haziran 2009 Salı

Bir Kadin, Bir Erkek

Ne zamandir bahsetmek istiyordum ama bir türlü firsat bulamamistim. Türkmax kanalinda Bir Kadin, Bir Erkek adinda bir dizi var. Afilli bir prodüksiyon olmamasina ragmen oldukca eglenceli. Bas rol oyunculari (Demet Evgar ve Emre Karayel) disindaki oyuncularin yüzleri bile cogu zaman görünmüyor. Cok sade ama hinzir ve akilli bir yapim. Ozellikle Demet Evgar`in hayran kitlesi bu dizi sayesinde baya bir artmis durumda.

Kadin erkek iliskilerinde rastlanan durumlari (bazen abartarak) eglenceli kisa hikayelerle anlatiyorlar. Kimi zaman cinsel icerikli konulara da kaydiklari icin +13 veya +16 ibareleriyle yayinlaniyor. Zaten oturup ailenizle seyrederseniz zevkini cikartamayabilirsiniz. Tek basiniza, sevgilinizle veya arkadas grubuyla izlemenizi tavsiye ederim. Yanliz hikayeler ile ilgili düsünceleriniz acik acik söylemeyin yoksa bir anda kendinizi sevgilinizle hikayelerdeki gibi tartisirken bulabilirsinz :)

Yabanci bir yapimdan (Un gars une fille) uyarlama oldugu icin bazi hikayeler size ucuk gelebilir ama isin komedisi de biraz burada. Sonucta herkes kendi iliskisinden bir parca bulacaktir. Fransizlar kadar rahat olmasak da...

Zaman zaman erkekler Ozan`i kilibik ve pisirik olmakla, kadinlarda Zeynep`i şıllık olmakla suclayabiliyorlar. Ama nedense herkes en cok elestirdigi bölümde egleniyor gibi. Hafta ici her gun 22`de... Ayrica webde de bir yigin video bulmak mümkün.



Resmi özetinine de bir göz atmak isteyenler icin:

Demet Evgar ile Emre Karayel, kadın-erkek ilişkilerine dair hem eğlenceli hem de ibret verici hikâyeler sunuyorlar. Başarılı ikili, işin kurallarını baştan yazıyor, kaybeden taraf olmamak için komik duruma düşmeye razı geliyor ve sonuçta yine aynı noktaya varıyor: Farklıyız... Sabit bir kamerayla çekilen ve belirli bir kurgusu olmayan kısa hikâyeler, Evgar ile Karayel’in başarılı performanslarıyla, sıradan gibi gözüken konuların ne kadar ‘hayati’ boyutlara ulaşabileceğini ortaya koyuyor.

31 Mayıs 2009 Pazar

Olacak O Kadar

Olacak O Kadar yeniden yayinda. Levent Kirca kac yil önce bu programi yapmaya basladi bilmiyorum ama sanirim bu kadar uzun soluklu olmak(aralikli da olsa) büyük bir basari sayilmali.
Dönem dönem cok severek izledim, bazen de fazla ajitasyona girdigi icin sIkIldIm. Ankarali Turgut muydu neydi, her bölümde onun müzikleri calardi ve bana fenalik gelirdi. Ama sarhos tiplemeleri gibi klasikleri de unutmak mümkün degil tabii.

Asil soru neden Levent Kirca`dan baska hic kimse siyasal hiciv yapmaya cesaret edemiyor? Davos fatihi ile dalga gececek bir parodi izlemek icin Levent Kirca`yi mi beklemeliydik? Ya da Rabbine dua edip kocasinin ameliyati icin en uygun yer olarak Celevland gören bakan esi ile ilgili bir parodi?

Acikcasi bunlari sabirsizlila bekliyordum. Bu yüzden Olacak O Kadar`in yeni bölümlerine seviniyorum ama umarim yakinda baskalari da bu alandaki boslugu gidermeyi akil eder.


2 Nisan 2009 Perşembe

Zamanaşımı Hesapları Önbildirim Sorgulama

Bircogumuzun cüzdaninda artik bir kac tane kredi karti var. Calistigimiz sirket bir bu banka ile anlasiyor bir baska bir banka ile. Sonucta bircok bankada bircok hesabimiz oluyor ve bir kismini da unutuyoruz.

TMSF, Zamanaşımı Hesapları Önbildirim Sorgulama diye bir sorgulama sistemi ile hesaplari zamanasimina ugrayan kisilerin listesini hazirlamis. Böylece son on yildir hicbir islem yapmadiginiz ama icinde para bulunan hesabiniz olup olmadigini kontrol edebilirsiniz.

Yanliz sabirli olun sistem biraz yavas calisiyor.

Cogu hesapta ufak tefek seyler kalmis bazi insanlarin ne büyük miktarlari unuttugunu görünce sasirmamak imkansiz. Rastegle bir isim yazin mesela...

14 Mart 2009 Cumartesi

Wackel Turm (Jenga)

Malum ekonomik kriz var. Disari cikmak yerine oturun evinizde eglenin :) Migros`tan alabileceginiz ve 10tl`den biraz daha az ödeyeceginiz Wackel Turm (Jenga - Herhalde Almanya`dan ithal oldugu icin adi Wackel Turm, ama uyarmis olayim orjinali kadar kaliteli degil tabii) benim size tavsiyem olsun.
Oynarken zamanin nasil gectigini anlamayacaksiniz. Bu kadar basit bir oyunun bu kadar eglendirici olabilmesi sasirtici ama kule yükseldikce heyecan artiyor. Tek sıkıcı yani kule yikildiginda tekrar dizmek...

8 Mart 2009 Pazar

Dünya Kadınlar Günü-Migros Ganimetleri

Dün sabah kahvaltıdan sonra gazete keyfi yaparken Hürriyet'te Migros'un kocaman ilanını gördüm. 7-8 Mart tarihlerinde Dünya Kadınlar Günü şerefine tüm cilt bakım ve kozmetik ürünlerinde %50 indirim yapmışlar :) Eee bunu okuyan Quentins durur mu? A-S-L-A! Cumartesi rutinimiz haline gelen Carrefour yerine bu sefer Migros'un yolunu tuttuk sağanak yağmura rağmen ve işte ganimetleriiimmm :)




Annem için aldıklarım:


1- Loreal Hydrafresh - Kuru ve Hassas ciltler için yoğun nemlendirici

2- Loreal Temizleme sütü - Yaşlılık karşıtı temizleme


Kendi İhtiyaçlarım:

1- Loreal - Göz makyajı temizleme losyonu (bir arkadaşım tavsiye etmişti. Bakalım memnun kalacak mıyım)

2- Maybelline - 2'si 1 arada Göz makyajı temizleme losyonu (eski kullandığım ürün. En son Clinique Take the Day off kullanmıştım ve çok da memnun kalmıştım fakat strawberry'de epeydir olmadığı için bir türlü sipariş edememiştim. Bu indirim denk geldi.)

3- Neutrogena El Kremi

4- Neutrogena Ayak Kremi

(Bir ara pahalı diye sinirlenip Lapitak kullanmaya başlamıştım ama kürkçü dükkanı hesabı geri döndüm. El-ayak nemlendirme konusunda bence Neutrogena üzerine yok.)

Kendime Hediyelerim:


1- Loreal Glamshine Gloss Brillance 6 Hours - 106. Bir ay kadar önce de 500 numarasını almıştım ama bloguma baktım da üşengeçlikten bahsetmemişim hiç. Çok kalıcı, harika bir ruj. Üstelik yapış yapış bulaşan glosslardan da değil.
2- Loreal Infallible Longwear Lip Duo Compact - 100 numara. Bu ruju ilk defa deneyeceğim ama bundan da memnun kalacağımdan o kadar eminim ki. Bunun da iddiası 16 saat kalıcılığı olduğu ve ancak waterproof makyaj temizleyicisiyle çıkartılabileceği! Hadi bakalım, göreceğiz :) Önce ruju sürüyorsunuz, sonra üzerine yan tarafında bulunan şeffaf sabitleyiciyi sürüyorsunuz. Birazdan arkadaşlarımla buluşmaya çıkacağız, bunu kullanacağım, sonra fikrimi yazarım ;)
3- Maybelline Dream Mousse Blush - 04 numara Dün akşam dışarı çıkarken Body Shop fondotenimin üzerine sürdüm ve muh-te-şem. İnanılmaz şeker bir pembe ve çok güzel kendinden ışıltılı.

7 Mart 2009 Cumartesi

Opera Mini

Artik her an erisilebilir olmak yetmiyor ayni zamanda da herseye erisebiliyor olmak istiyor insan. Hareket halinde de internete erisebilmek icin artik hemen hemen her cep telefonunda bir internet tarayicisi bulunuyor.
Son zamanlarda bazi telefonlarda düzgün tarayicilar görmeye basladiysak da cogu zaman bu tarayicilar daha web`de dolasmaya baslamadan tüm hevesinizi kiriyor. Daha önce Philips X800`ümden bashetmistim. Mesela bu telefonun tarayicisi bir felaket.

Neyse ki Opera Mini var. Gercekten cok ince dusunulerek tasarlanmis, partik ve hizli bir internet tarayicisi. Sayfa görüntülemesi cok iyi calisiyor, yatay modu ve zoom ile farkli alternatifler sunuyor ve en iyisi de bu progamcik tamamen bedava (webde gezinmek icin gsm operatörüne ödediginiz ücret baki tabii ki)

Internet sitesinden indirip aninda gezinmeye baslayabilirsiniz. Hemen hemen tüm cep telefonlari destekleniyor. Listede cep telefonunuz olmasa bile ekran boyutuna uyunlu baska bir sürüm mutlaka isinizi görecektir. Performansini önce bir test etmek istyorsaniz internet sayfasinda demo da bulabilirsiniz. Türkce arayüz de mevcut.

5 Mart 2009 Perşembe

Avast - Anti Virüs

Öyle bilgisayarin inceliklerinden cok anlamiyorum. Evde internete girip, sagda solda biraz takilmak icin ve blog yazmanin disinda pek fazla birsey yapmiyorum. Yine de durup duruken virüs kapip hayatimi zorlastirmak istemedigim icin kullandigim her bilgisayara bir antivirüs programi indiriyorum.

Kimdi su an hatirlayamiyorum ama zamaninda bana avasti kim tavsiye ettiyse ona büyük bir tesekkür borcluyum. Özellikle Norton ile yasadigim kabuslari düsünecek olursak.

Avast tamamen bedava indirip yükleyebileceginiz bir anti vürüs programi. Simdiye kadar hic bir problem cikartmadi ve oldukca da hafif calisiyor. Norton mesela daima kendini belli ederken avast emailleri tararken bile oldukca hizli. Sik sik virus bellegini güncelliyor ve diger bir güzellik de Türkce arayüzü. Bosuna korsan programlarla ugrasmayin, avasti indirin rahat edin…

4 Mart 2009 Çarşamba

TURKCELL`den Neredeyim

Belki herkesin birbirine ilettigi e-postalardan coktan ögrenmis olabilirsiniz ama ben burada da paylasmak istedim. TURKCELL artik göndereceginiz bir SMS ile bulundugunuz noktayi size koordinatlari ile birlikte gönderiyor.
Uludag`da bir genc kayboldugunda Turkcell`den koordinatlarin alinmasi yasal islemlerin uzunlugu nedeniyle bir turlu gerceklestirilemediginde ve genc bundan dolayi öldügünde herkes bunu elestirmisti.
Sonucta yasal zorunluluklar var ve Turkcell`in o olayda pek bir sucu yoktu bence ama yine de duyarli davranip bir cözüm üretmisler. NEREDEYIM yazip 2222`ye gönderiyorsunuz ve gelen yanit mesajinda konumunuz ile ilgili detaylari ögrenebiliyorsunuz. Örnegin:

BULUNDUGUNUZ BOLGE
Istanbul,Kadikoy,Icerenkoy,Karaman Ciftlik Yolu Caddesi
COGRAFI KONUMUNUZ
(40derece 58dk 44sn Kuzey,29derece 06dk 22sn Dogu)
SIZE EN YAKIN NOKTALAR
Tem Buro Amirligi 103m(+902164104113), Ozel Avicenna Hastanesi 225m(+902165741000), Infotech Bilisim ve Iletisim Teknolojileri A.S. 32m(+902165740505)
Polis Imdat 155, Alo Jandarma 156, Hizir Acil 112, Itfaiye 110

Hizmetin ücreti 2 SMS / 4 Kontör olarak belirtiliyor ama sanirim kontörünüz olmadiginda da kullanabiliyorsunuz. Süper bir hizmet bence, umarim diger operatörlerde de benzer bir uygulama vardir. Hic ihtiyaciniz olmasin :)

3 Mart 2009 Salı

Metrobüs: Zincirlikuyu - Sögütlücesme

Lastik Tekerlikli Tramvay veya diger adiyla Metrobüs Istanbul kent ici ulasiminda devrim olacakmis gibi görünüyor. Günlük hayatimda pek isime yaramayacak olsa da bugün Zincirlikuyu - Sögütlücesme hattinida yolculuk ettim.
Sabirsizlikla bekleyen oldugu kadar zaten sikisik olan ana arterleri daha da daraltacagi icin sikayetci olanlar da vardi ama bence kim düsünmüsse cok iyi düsünmüs. Hakikaten acaba bu Metrobüs projesini ilk ortaya atan kim?

Metrobüsleri tirtila benzetiyorum; kocaman olmalarina ragmen ayni zamanda sirin bir tasarimlari var. Görebildigim kadariyla iceride acilabilen bir cam bulunmuyor ancak havalandirma gayet yeterli. Zincirlikuyu`dan binince köprüye kadar hizli bir yolculuk basliyor. Dur-Kalk trafikte kalmis arabalarin yaninda hizlica gecmek insana ayricalikliymis havasi veriyor :) Köprüye bir kac metre kala Metrobüs normal trafige katiliyor ve Köprü boyunca devam ederek sonra tekrar kendisi icin ayrilmis yoldan devam ediyor.

Metrobüsün normal trafige katilimi cok fazla bir problem yaratacakmis gibi gelmedi bana. Sonucta köprü yoluna farkli noktalardan zaten yogun bir katilim mevcut. Yogun trafikte Metrobüsün hizi kesilecek biraz o kadar.

Benim yolculugum 15 dk sürdü ama sanirim trafik yogun oldugunda bu 20 dkya kadar cikabilecek ki bu yogun is saatinda gercekten de inanilmaz.

Sögütlücesmeye varildiginda Kartal yönüne giden Minibüslere aktarma yapmak mümkün. Ayrica TCDD Sögütlücesme istasyonu da hemen orada. Özellikle Haydarpaşa-Gebze hatti islah edilip hizli tramvaya elverisli hale getirilebilirse süper olur.

1 Mart 2009 Pazar

Habertürk Gazetesi

Haberturk gazetesi 2009 basiydi, Subat basiydi derken sonunda Mart basinda okuyucusuyla bulustu. Ilk piyasaya ciktikleri zaman her zaman iddia edildigi gibi, bu gazete de tarafsiz ve farkli olmayi vaat ediyor.

Vatan gazetesinin ilk ciktigi zamanlari hatirliyorum. Herhangi bir Holdinge veya Sanayi grubuna bagli olmadan bagimsiz ve tarafsiz yayin yapacaklarini iddia ediyorlardi. Sonradan söylentiler gercek oldu ve Vatan gazetesinin Dogan gurubuna bagli oldugu kesinlesti.

Star gazetesi de ilk ciktigi zaman farkli bir bicim ile, daha ufak (hemen hemen dergi kadar) boyutlarla baslamisti yayin hayatina. Ben oldukca begenmistim ama nedense sonradan vazgectiler. Standart boyuta dönüler.

HT gazete ise bildigimiz gazetelerden daha ufak boyutlarda ama dergi kadar da ufak degil. Ayrica ana sayfalarda kullandiklari kagit da diger gazetelerden alisik oldugumuz kagitlardan daha parlak ve kaygan. Ve ne mutlu bana ki insanin elini boyamiyor. Uyuz oluyorum diger gazetelere. Ne zaman vapurda gazete keyfi yapmak istesem sonunda kapkara eller ile kala kaliyorum. HT oldukca renkli bir gazete. Hatta ilk basta insana fazla renkli geliyor. Internetten gazete okuyormus gibi hissettim ama bir süre okuduktan sonra alistim ve begendim.

Dergilerde görmeye alisik oldugumuz reklam yöntemlerini gazeteye tasimislar. Ana sayfada yarim kapak reklam, orta sayfada katli duran 4 sayfalik büyük reklam vs...

Hergün 6 gazete sloganiyla ciktilar: Ana gazete HT, Ekonomi, Spor, Kent, Magazin ve Pazar. Bence bu cok da iyi bir fikir degil. Bir kere gazeteyi bu kadar cok bölünce her biri ince oluyor ve insana ici de bosmus hissiyati veriyor. Onun yerine sporu, ekonimiyi sayfa sayisinda taviz vermeden ana gazetenin icine gömseler ve Magazin ile Kent gazetelerini birlestirseler daha iyi olurmus bence.

HT`nin tarafsiz bir gazete olup olmadigini görmek icin biraz beklemek gerekecek (HT, Ciner grubuna bagli bir gazete). Ama Fatih Altayli yönetimindeki Sabah`i oldukca begenirdim. Bakalim ayni basariyi HT ile de yakalayabilecek mi. Tarafsizligin ilk emarelerini gazetelerin Televizyon sayfalarinda bulabilirsiniz. Eger kendi grup kanallari ve programlari bariz bir bicimde ön plandaysa veya kavgali olduklari rakip grubun kanal ve programlari bariz bicimde görmezden geliniyorsa, haberlerin objektifliginden de süphe etmek gerekir bence.

Bu anlamda HT güzel bir baslangic yapiyor ve kanal yayin akisindaki siralamayi aylik reyting ölcümlerine göre yapiyor. Cok begendigim diger bir uygulama da Film tanitimlarinin yaninda imdb puanina da yer verilmesi.

Bir haftaligina HT gazetesinin fiyati 50 kurus ama ondan sonra üc büyük kentte hafta ici 75 kurus, hafta sonu 1 lira. Bakalim bu nispeten pahali fiyat ile ne kadar tiraj yakalayabilecekler.