Yenilik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yenilik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Ağustos 2017 Pazartesi

Seslenen Kitap



Büyükşehirde çalışanlar sabah ve akşamları iş ile ev arasında ulaşımda ne kadar zaman harcadığımızı bilirler. Toplu ulaşımda veya kendi özel arabanızda da olsanız sıkıntı aynı. Çoğumuzun can sıkıntısını giderebilmek için yapabildiği en iyi şey radyo dinlemek.

Hatta bazen bu kadar trafik olmasaydı acaba Radyo istasyonları ayakta kalabilirler miydi diye de düşünmüyor değilim.

Birçoğumuzun diğer bir skıntısı ise kitap okumaya zaman ayıramamak. Yoğun iş temposu, sosyal hayat derken kitap okuyacak zaman kalmıyor...du

Uzunca bir süredir hizmette olan Seslenen Kitap cep telefonu uygulaması trafikteki verimsiz anlarınızı değerlendirmek için müthiş bir buluş. Beğendiğiniz kitabı trafikte sesli olarak dinleyin!

Biliyorum ilk başta kitap "dinlemek" biraz garip gelse de denediğinizde siz de bağımlısı olacaksınız. Artık ben her akşam (sabahları haber programlarına aboneyim) aracıma bindiğim zaman önce Seslenen Kitap uygulamasını ayarlıyorum.

Sevdiğiniz kitabı dinliyor olmanın yanı sıra trafikteki asabiyetiniz de bir anda yok oluveriyor. Sürekliliğine daldığınız kitabın devamını dinlemek için bazen daha çok trafik olmasını istiyor veya daha yavaş sürüyorsunuz.

Tabii ki istediğiniz he kitabı bulamıyorsunuz (şimdilik) ve tabii ki bu hizmet ücretsiz değil, açıkçası ucuz da değil. Ancak kitap dinlemek gerçekten zevkli. Ne kadar çok katılımcı olursa kitap sayısı ve çeşitliliği de o kadar artacaktır.

Siz yine evde ayrıca istediğiniz kitabı okuma(ma)ya devam edin. Ancak artık yolda yapacak daha iyi bir şeyiniz yok! Bir kitabın sesine kulak verin

Uygulama hem Android'de hem den IOS'ta mevcut.


18 Mart 2012 Pazar

Braun Oral B OxyJet Ağız Duşu

Diş doktorum geçenlerde diş ipine alternatif bir alet tavsiye etti; Ağız duşu. Açıkcası daha önce böyle birşey duymamıştım. Zaten ilginç bir şekilde bu alet sadece Braun Oral B OxyJet marka olarak bulunuyor. Belki başka makaların da vardır ama ben heryerde Braun marka olarak gördüm.

Diş ipinin ne kadar kullanışsız olduğunu hepimiz biliriz.Ne zaman azimli bir şekilde başladıysam devamını getiremedim.  Parmaklarına sararsın kayar, diş aralarına doğru düzgün girmez, arka diş aralarına ulaşmak işkencedir çok bastırırsın kanar vs...

Ağız duşu ise buna pratik bir çözüm buluyor. Dişcilerdekine benzer diş firçası şeklinde bir alet ile diş aralarına basınçlı su tutuyorsunuz. Su tüm boşluklara girdiği için detaylı bir temizlik yapmış oluyorsunuz. Bu bakımdan diş ipinden de daha iyi bir çözüm.

Ilk başta alışmak gerekiyor ama... aletin üzerinde basınç ayarı var. Düşük seviyelerden başlamanızı tavsiye ederim çünkü ilk başta kullanımda biraz zorlanabilirsiniz. Suyu nereye fışkırttığımı göreyim diye aynaya bakarken aleti çalıştırırsanız bütün yüzünüzü yıkamanız işten değil :). Başınızı öne eğip suyu ondan sonra açmalısınız... Ben hala üzerime sıçratıyorum ama performansım umut vaadediyor.




25 Aralık 2011 Pazar

Yandex Haritalar


Ah Google Maps, bunca zaman ne sadık bir kullanıcındım.Kaç kere bilmediğim yolları öğrettin bana, kaç kere tarif aldım senden.... hep doğru yollari gösterdin bana.... ama başka ülkelerin kullanıcılarına Cadde Görünümü sunarken bunu Istanbullulardan hep esirgedin. Ayrica trafik yoğunluğu konusunda da hiç yardımcı olmadın.

Hasretle bekledim cadde görünümüne kavuşacağımız ve seninle Istanbul'un sokaklarını arşınlayacağımız günü ama sen de bilirsin ki fazla naz aşık usandırır. Itıraf ediyorum seni Yandex ile aldatıyorum!

Yandex Istanbul için hem cadde görünümü veriyor hem de tarfik sıkışıklığı ile ilgili bilgi veriyor. Yol tarifi verirken trafik sıkışıklığını göz önünde bulundurarak yolculuk süresini tahmin ediyor. Trafik ile ilgili bilgilerin güvenirliğini daha test etmedim ama cadde görünümü başarılı.

Ne diyebilirim google maps, seni daha iyisi için terk ettim. Istanul için cadde görünümü sağladığında tekrar görüşelim....


12 Haziran 2011 Pazar

Ter Kokuyorsun


Yaz sonunda geldi ama malesef ülkemizde genel vücüt temizliği ve deodorant kullanımı yaygın olmadığı için toplu yerlerde bulunmak rahatsiz edici olabiliyor.

Özellikle servis sektöründe çalışanlar bu konuda dikkatli olmalıyken durum genelde vahim oluyor. Yemek nefis olsa bile ter kokan bir garson ne kadar iştah açıcı olabilir ki?

Hadi bunlar anlık rahatsızlıklar ama ya tüm gün birlikte çalılştığınız bir iş arkadaşınız nahoş kokular yayıyorsa. Yüzüne karşı kokuyorsun demek, iyi niyetli bile olsaniz, çok ayıp olacağından birileri çıkmış bunu söylemenin anonim bir yolunu bulmuş; terkokuyorsun.com.

Fikir çok basit, uygulama pratik ve bence süper bir fikir. Sitede daha reklam olmadığına göre şimdilik çok tutmamış durumda ama 22 bin kişiye email yollanmış...... :)

27 Mayıs 2011 Cuma

Diş İpi Tutuculari


Ya diş ipini kullanırken sizin de parmak uçlarınız morarıyor mu? Ben ipi sıkı tutabilmek için parmaklarıma sarıyorum sarıyorum, sonra dişlerimin arasında geçiriken çekiyorum itiyorum ve sonuçta parmak uçlarıma kan gitmiyor. Zaten dişlerin arasını temizlemek zor bir de diş ipi kaygan olunca işler kolaylaşmiyor.

Ama ben mor parmaklarla boğuşurken el oğlu Diş İpi Tutucusu'nu icat etmiş. Aslında çok basit ve mantıklı bir icat, ayrica hoş bir kolaylık. Yurt dişinda bulunabiliyor, bildiğim kadarıyla Türkiye'de daha satışa sunlmadi ama çok sürmez herhalde.

Satıcının web sayfasında gezinirken ayrıca gece dış gıcırdatanlar için de farkli bir icat dikkatimi çekti "Gece Diş Koruyucusu", belki lazim olur:

26 Mayıs 2011 Perşembe

Şansli Masa

Televizyon izlerken eğlenmeyi seviyorum. Ağlamaklı dramlar seyretmektense gülebildiğim, hiç olmazsa gülümseyebildiğim programlari izlemeyi seviyorum. Zaten yalniz başıma TV seyrederken yüksek sesle gülebilen insanlardanım. Dolaysıyla duruma göre çok eğlenebiliyorum.

Daha önce Bir Kadin Bir Erkek'ten bahsetmiştim. O yayınlanmaya devam ediyor ve hala seyrederken çok gülebiliyorum. Son zamanlarda eğlendiğim programlara bir yenisi eklendi;Şansli Masa

Bir restoranda şansli masaya oturanlardan bir kişi anket bahanesiyle masadan uzaklaştırılıyor ve yarışmanın ayrıntılari anlatilip 5 bin TL kazanabilecekleri söyleniyor. Yarışmacının "sadece" yapmasi gereken kulağındaki kulaklık vasıtasıyla kendisine verilen talimatlara uymak. 15 dakika dayan 5 bin TL senin. Kulağa basit geliyor dimi.... :)

Aramızda sosyal cesareti ne yüksek insanlar oldğuna şaşırıp çok güleceksiniz. Masanın üzerine çıkıp, motor kaskını kafasına geçirip astronot taklidi yapan mi istersiniz, annesine çok yaşlandığını estetik yaptırması gerektiğini anlatan, bağıra çağıra saçma sapan bir şarkı söyleyen mi yoksa ayakkabısını çıkartıp ayağını masanın üzerine uzatan mi... herşey var. Yarışmacıların genişliği bir yana onların yanındaki arkadaşlarının sabrına da inanamayacaksınız.

Otur seyret kahkalarla gül, öyle bir program, tam sihirli kutuya göre..... şu ara c.tesi ve çarşamba akşam 8'de Kanal D'de yayınlanıyor. Yaz öncesi bu güzel günlerde çıkıp gezin tabii ama yok illa evde oturup TV seyretmek istiyorsaniz buyrun size güzel bir seçenek:


hahaha....

15 Mayıs 2011 Pazar

Teledünya


Uzun yillardır sorunsuz bir TV keyfi için Digitürk abonesiyim ama açıkcası ne Lig TV'ye üyeyim ne de sinema paketim var. Ona rağmen 26 tl ödüyorum her ay. Ne için? Bildiğimiz ulusal kanallar için bir de bir iki tane ekstra yabanci kanal için. Artık onları da ne kadar izliyorsam...

E eskiden pek bir alternatif de yoktu zaten ama son zamanlarda Teledünya'nin methini duyuyorum. Eş dost arasında Digitürkü kapatıp Teledünya'ya geçenler oldukca memnun. Hepsi ağız birliği etmişcesine hizmetin çok hizli olduğunu, herhangi bir sorun olduğunda servisin yarım saat içerisinde kapıda olduğunu söylüyor. Bu arada Digitürkü birakmanın da ne kadar sorunlu olduğunu anlatıyor herkes ama o başka bir yazının konusu.

Teledünya'nin aylık ücreti 9.5 TL ve 56'u yerli, 43'i yabancı, 3'ü Yerel ve 5'i HD olmak üzere toplam 107 kanal yer alıyor. Isterseniz ayrica sinema paketi falan da var. Tek sorun ve benim de hala Digitürkte olmamın tek sebebi bu hizmetin sadece Kablo TV yayını olan yerlede mevcut olmasi. Yapacak birşey yok, elbet benim de Digitürk esaretim sona erecek..... bu arada Tivibu'yu deneyen var mi?

14 Mayıs 2011 Cumartesi

Mozzila Seabird Cep Telefonu



Teknoloji o kadar hızlı gelişiyor ki artik bir insan ömründeki teknolojik değişim eskiden yüzyillar içerisinde gelişen değişime denk geliyor.

Uzay yolu dizisinde Mr Spoke, Scotty ile "cep telefonu"yla konuşurken birçok insan bunun kendi hayatlarının bir parçasi olacağını düşünmemişti bence. Insan hayallerının, insanlığın gelişimindeki en önemli unsur olduğuna inaniyorum.

Bazilarimiz günlük iş güç ile didinirken kendi hayatımız ile ilgili bile yeterli hayaller kuramıyorken bazıları da (neyse ki) kendilerini buna adamış durumda. Mozzila Labs özellikle internet ve teknoloji alanında hayallerin peşinde koşan insanların buluştuğu bir portal.

Mozzila Labs bünyesinde geleceğin cep telefonu ile ilgili tasarımlar oluşturmuşlar, ortaya Mozzila Seabird çıkmış. Şu anda böyle bir telefonu satın almak mümkün değil tabii ama tasarımdaki özellikler müthiş.

Mesela telefonun içinde kulaklık bile var ve bu kulaklık aynı zamanda bir kumanda görevi görüyor. Telefonu masaya koyunca, masaya kalvye duvara ekran yansıtıyor. İzleyin bayılacaksınız.

4 Ekim 2010 Pazartesi

Auto King


A: Ya mesela arabanı çarpıyorsun sonra da hiç bir ücret ödemeden tamir ettiriyorsun


B: Evet canım ona kasko diyorlar. Sonra da bir sonraki sene prim ücretlerini artırarak bunu senden çıkartıyolar!


A:Yok ya öyle değil, bu farkli. Hem arabayı tamir ettiriyorsun, hem de hasarsızlığın düşmüyor. Yani seneye indirimini yine aliyorsun


B: Nasil yani?


A: Baya işte, Auto King diye bir yer var. Bunlarin sigorta şirketleri ile anlaşmaları var "Mini Hasar" kapsamına giren hasarlari yilda dört kere ücretsiz tamir ediyorlar....


Böyle dediler, ben de aslinda pek de mini hasarli sayılamayacak arabamı bugün Maltepe'deki Auto King'e gösterdim.


Geçenlerde yoğun bir baski altinda park etmeye çalışırken (inanılmaz sıkışmıştım ve gerçek anlamıyla altıma yapmak üzereydim :) ) kaldırımdan yola doğru bombe yapmış olan ağacı fark etmeyip tamponda çocuk kafasında bir göcük edindiğimde ve bunu nasil tamir ettirebileceğimi araştırırken önerilen çözüm buydu.


Auto King'e gidiyorsunuz, sigorta poliçenizi gösteriyorsunuz, sonra nazik bir uzman sizinle birlikte yemiş olduğunuz halti incelemeye geliyor. Ama hiç bunu da nasil başardın falan dememesi ayrica bir arti puan :) Arabanın sağına soluna bakıyor, bunu bedava yapariz, bunu yapamayiz ama söyle böyle olur diye güzek güzel anlatiyor ve size bir randevu veriyor.


Gerisini ben de henüz bilmiyorum. Randevumu aldim bekliyorum, sonucu size de burada anlatirim.


Aslında bir de sol arka kapıda nazik! birkaç çiziğim var :( , eğer onlari da yaptırmaya kalkarsam nasilsa hasarsızlığım bozulacaği için Auto King'e hiç gitmeyedebilirim ama yine de anlatmaya faydali bir hizmet sunuyorlar diye düşünüyorum...

15 Nisan 2010 Perşembe

Krispy Kreme


Bu güzelliklere bayılıyoruuummm. Krispy Kreme’i keşfettikten sonra senelerdir dostum olan Dunkin Dounuts’ı aldattım, itiraf ediyorum. Ama suç bende mi? Krispy Kreme’den doughnut yiyen varsa bana hak verecektir. Benim favorilerim, bir çikolata manyağı olarak chocolate cake ve içi çilek dolgulu olan dounut. Ihhhmmm.

Ağzımızın suyu aktı, yeter, sadede gel, nerede bulacağız biz bu güzellikleri diyorsanız; Şaşkınbakkal’da Barış Büfe’nin sokağından başınızı içeri uzatırsanız göreceksiniz hemen. Ya da Palladium’da ve Capitol’de de bulabilirsiniz. En son Maltepe Carrefour’da da açılacak diye pankartını görmüştüm. Orası da açılmıştır herhalde. Avrupa yakasındakiler, üzülmeyin, sizi unutmadım. Cevahir’de var yanılmıyorsam. Başka da şimdilik şubesi yok. Ama hiç şüphem yok, yakında mantar gibi türemeye başlar her yerde.

Markayla ilgili daha fazla bilgi almak isterseniz, buraya tıklayınızzzz.

15 Temmuz 2009 Çarşamba

Ex'sir

Birkac haftadir aklimda, size "Exsir" isimli yeni kesfimden bahsedecegim firsat olmuyordu. O da neymis derseniz, ürününü ambalaji üzerindeki tanimiyla "%100 Bitkisel Sebze-Meyve Arindirma Sivisi".
hepimiz evlerimizde kivircik, marul, göbek salata, ispanak, semizotu vs gibi sebzeleri illa ki sirkeli suda bekletiyordur. Eskiden cok yaygin degildi ama bir ara su Kus Gribi olayi patlak verdikten sonra artik Türkiye'de tüm ev hanimlarina yayilmistir bu davranis. Ben de salatayi yikamadan önce belli bir süre önce sirkeli suda bekletirdim ancak sonra tesadüfen elime Exsir isimli bu yeni ürün ulasti. Internete girip arastirinca beni o kadar ikna etti ki artik sirkeli suya elvada deyip her seferinde bu ürüne basvuruyorum. Artik icim cookk daha rahat, afiyetle indiriyorum mideye salatalari, sebzeleri :) Exsir'in en önemli farklilasan ve onu üstün kilan özelligi ise "sebze ve meyvelerin üzerlerinde bulunan zirai ilac, parafin/wax, mikrop/bakteri, böcek ilaci, larva ve gübre kalintilarindan %100 arindirmasi."
E peki bu mereti nasil mi kullaniyorum? Kivirciklari yapraklarina ayirip yikama kabima koyuyorum, cine su dolduruyorum ve suyun miktarina göre bir ya da iki ölcek exsir dokerek (kapagi olcek islevi görüyor ayni zamanda) 3-4 dakika beklemeye birakiyorum. Sonrasinda suyla durulayip salatalarimi kurutup, kesip, bol limon koyup afiyetle yiyorum :) Hem artik icim daha da rahat bir sekilde. Zaten ilk kullandigimda suda kalan kirleri ve kalintilari görünce bir daha sirkeli su kullanamadim.
Peki bu ürününü hic mi kötü yani yok? Eee kadi kizinda bile kusur olduguna göre elbette bunda da bana batan birkac sey var.
- köpürüyooorrr :) önce rahatsiz oldum ama sonra internette iyice arastirdiktan sonra icim rahatladi.
- boyamsi, vernikimsi bir kokusu var ama neyse ki salataniyda ya da yikadiginiz diger üründe hicbir koku birakmiyor, yoksa imkani yok kullanilmaz.
- birazcik pahali. gerci 1 siseyle toplam kac parti ürün yikayabileceginizi hesaplayinca mantikli bir miktara iniyor :)
Gecenlerde Carrefour'da meyve-sebze reyonunun orada bir stand acmislar, direkt uygulamasini gösteriyorlardi. Hayli ilgi cekiciydi, akillca bir pazarlama taktigi ;) TV reklamlari icin cok ciddi bütceler gerektigi icin reklamlarina hic rastlamadim. Ancak basinda ve internette haberlerini gördüm, bir de iste zincir marketlerde standlarini, ek teshirlerini ve tanitimlarini.
Üstelik Türk bulusu! Bu beni daha da gururlandirdi, ben ürünü ilk aldigimda kesin yabanci bir firmanindir, yurt disindan gelmistir demistim ama ne mutlu ki yanilmisim. Kükre Gida diye bir Türk firmasi tarafindan üretiliyormus.
Resmi web sitesini ziyaret edip daha da detayli incelemek isterseniz, buyrun buraya...

11 Temmuz 2009 Cumartesi

Erkek Bakim Otomati

Erkek Bakim otomati diye birsey varmis. Ben de gecenlerde tesadüfen bir alisveris merkezinin tuvaletinde gördüm. Ilk basta yurt disinda umumi tuvaletlerde oldugu gibi prezervatif makinasi koymuslar sanip sasirdim. Bir de alevli bir resim koymuslar, insan ne oldugunu hemen anlamiyor :)
Sonra anladim ki acil durumlarda bakima ihtiyac olabilir diye 1 lira karsiliginda ufak bir kutucuk icerisinde bir bakim seti satiliyor bu makinada. Kutunun icerisinde kendinden macunlu bir dis fircasi, Hobby sac jölesi, Hobby el ve yüz kremi bir de parfüm var. Prezervatif de olsaymis iyi olurmus bence. Neyse, güzel düsünmüsler ama sanki cok önenli bir seyi unutmuslar; kendinden köpüklü jilet :)
Arastirinca ögrendim ki bircok alisveris merkezinde ve sinemada bulabilirsiniz...
Bunun kadin versiyonu da olmali bence. Icinde hijenik ped, parfüm, krem ve dis fircasi olabilir örnegin...


28 Haziran 2009 Pazar

D2W - Degradable plastics


Bugün D&Rda kitap aldiktan sonra plastik poset üzerindeki ibare dikkatimi cekti. Meger artik her plastik poset bildigimiz plastikten degilmis. Üzerinde D2W ibaresi olan posetler dogaya birakildigi zaman 12 ila 24 ay icinde isiya, basinca ve isigia maruz kaldikca dogadaki basit materyallere dönüsüyormus.

Bunun sadece labaratuvar ortaminda kalmamis olup Türkiye`deki bir kitapcinin posetlerine kadar gelmis olmasi ne güzel. Umarim yakinda bunlardan daha fazla görürüz. Özellikle süpermarketlerde ne cok plastik poset kullanildigini düsünecek olursak. D2W`nin Türkiye`deki üreticisi Ecoplast`in sayfasinda yillik plastik poset tüketiminin sayaci var. Ona bakin ne cok poset tüketildigini daha iyi anlayin.

DOQO Cep Telefonu Sarj Noktasi


Bir süredir alisveris merketlerinde, bazi cafelerde hatta hastanelerde falan görüyorum bunlardan: DOQO Cep Telefonu Sarj Noktasi. Ufak bir ücret karsiliginda belli basli tum cep telefonu markalarini hizli bir sekilde sarj edebiliyorsunuz. Üstünde yarim saat icinde sarj ettigi yaziyor. Hic kullanmadim, kullanan da görmedim ama ilginc bir fikir. Para kazaniyor mu bu makinalar gercekten merak ediyorum.


Gerci yarim saat icinde nasil sarj oluyor pil anlamadim tam olarak. Ayrica bunun pilin ömrü üzerinde ne gibi bir etkisi oluyordur?

YouTube`a nasil kullanildigini gösteren bir video bile koymuslar.

2 Nisan 2009 Perşembe

Zamanaşımı Hesapları Önbildirim Sorgulama

Bircogumuzun cüzdaninda artik bir kac tane kredi karti var. Calistigimiz sirket bir bu banka ile anlasiyor bir baska bir banka ile. Sonucta bircok bankada bircok hesabimiz oluyor ve bir kismini da unutuyoruz.

TMSF, Zamanaşımı Hesapları Önbildirim Sorgulama diye bir sorgulama sistemi ile hesaplari zamanasimina ugrayan kisilerin listesini hazirlamis. Böylece son on yildir hicbir islem yapmadiginiz ama icinde para bulunan hesabiniz olup olmadigini kontrol edebilirsiniz.

Yanliz sabirli olun sistem biraz yavas calisiyor.

Cogu hesapta ufak tefek seyler kalmis bazi insanlarin ne büyük miktarlari unuttugunu görünce sasirmamak imkansiz. Rastegle bir isim yazin mesela...

8 Mart 2009 Pazar

Dünya Kadınlar Günü-Migros Ganimetleri

Dün sabah kahvaltıdan sonra gazete keyfi yaparken Hürriyet'te Migros'un kocaman ilanını gördüm. 7-8 Mart tarihlerinde Dünya Kadınlar Günü şerefine tüm cilt bakım ve kozmetik ürünlerinde %50 indirim yapmışlar :) Eee bunu okuyan Quentins durur mu? A-S-L-A! Cumartesi rutinimiz haline gelen Carrefour yerine bu sefer Migros'un yolunu tuttuk sağanak yağmura rağmen ve işte ganimetleriiimmm :)




Annem için aldıklarım:


1- Loreal Hydrafresh - Kuru ve Hassas ciltler için yoğun nemlendirici

2- Loreal Temizleme sütü - Yaşlılık karşıtı temizleme


Kendi İhtiyaçlarım:

1- Loreal - Göz makyajı temizleme losyonu (bir arkadaşım tavsiye etmişti. Bakalım memnun kalacak mıyım)

2- Maybelline - 2'si 1 arada Göz makyajı temizleme losyonu (eski kullandığım ürün. En son Clinique Take the Day off kullanmıştım ve çok da memnun kalmıştım fakat strawberry'de epeydir olmadığı için bir türlü sipariş edememiştim. Bu indirim denk geldi.)

3- Neutrogena El Kremi

4- Neutrogena Ayak Kremi

(Bir ara pahalı diye sinirlenip Lapitak kullanmaya başlamıştım ama kürkçü dükkanı hesabı geri döndüm. El-ayak nemlendirme konusunda bence Neutrogena üzerine yok.)

Kendime Hediyelerim:


1- Loreal Glamshine Gloss Brillance 6 Hours - 106. Bir ay kadar önce de 500 numarasını almıştım ama bloguma baktım da üşengeçlikten bahsetmemişim hiç. Çok kalıcı, harika bir ruj. Üstelik yapış yapış bulaşan glosslardan da değil.
2- Loreal Infallible Longwear Lip Duo Compact - 100 numara. Bu ruju ilk defa deneyeceğim ama bundan da memnun kalacağımdan o kadar eminim ki. Bunun da iddiası 16 saat kalıcılığı olduğu ve ancak waterproof makyaj temizleyicisiyle çıkartılabileceği! Hadi bakalım, göreceğiz :) Önce ruju sürüyorsunuz, sonra üzerine yan tarafında bulunan şeffaf sabitleyiciyi sürüyorsunuz. Birazdan arkadaşlarımla buluşmaya çıkacağız, bunu kullanacağım, sonra fikrimi yazarım ;)
3- Maybelline Dream Mousse Blush - 04 numara Dün akşam dışarı çıkarken Body Shop fondotenimin üzerine sürdüm ve muh-te-şem. İnanılmaz şeker bir pembe ve çok güzel kendinden ışıltılı.

7 Mart 2009 Cumartesi

Opera Mini

Artik her an erisilebilir olmak yetmiyor ayni zamanda da herseye erisebiliyor olmak istiyor insan. Hareket halinde de internete erisebilmek icin artik hemen hemen her cep telefonunda bir internet tarayicisi bulunuyor.
Son zamanlarda bazi telefonlarda düzgün tarayicilar görmeye basladiysak da cogu zaman bu tarayicilar daha web`de dolasmaya baslamadan tüm hevesinizi kiriyor. Daha önce Philips X800`ümden bashetmistim. Mesela bu telefonun tarayicisi bir felaket.

Neyse ki Opera Mini var. Gercekten cok ince dusunulerek tasarlanmis, partik ve hizli bir internet tarayicisi. Sayfa görüntülemesi cok iyi calisiyor, yatay modu ve zoom ile farkli alternatifler sunuyor ve en iyisi de bu progamcik tamamen bedava (webde gezinmek icin gsm operatörüne ödediginiz ücret baki tabii ki)

Internet sitesinden indirip aninda gezinmeye baslayabilirsiniz. Hemen hemen tüm cep telefonlari destekleniyor. Listede cep telefonunuz olmasa bile ekran boyutuna uyunlu baska bir sürüm mutlaka isinizi görecektir. Performansini önce bir test etmek istyorsaniz internet sayfasinda demo da bulabilirsiniz. Türkce arayüz de mevcut.

3 Mart 2009 Salı

Metrobüs: Zincirlikuyu - Sögütlücesme

Lastik Tekerlikli Tramvay veya diger adiyla Metrobüs Istanbul kent ici ulasiminda devrim olacakmis gibi görünüyor. Günlük hayatimda pek isime yaramayacak olsa da bugün Zincirlikuyu - Sögütlücesme hattinida yolculuk ettim.
Sabirsizlikla bekleyen oldugu kadar zaten sikisik olan ana arterleri daha da daraltacagi icin sikayetci olanlar da vardi ama bence kim düsünmüsse cok iyi düsünmüs. Hakikaten acaba bu Metrobüs projesini ilk ortaya atan kim?

Metrobüsleri tirtila benzetiyorum; kocaman olmalarina ragmen ayni zamanda sirin bir tasarimlari var. Görebildigim kadariyla iceride acilabilen bir cam bulunmuyor ancak havalandirma gayet yeterli. Zincirlikuyu`dan binince köprüye kadar hizli bir yolculuk basliyor. Dur-Kalk trafikte kalmis arabalarin yaninda hizlica gecmek insana ayricalikliymis havasi veriyor :) Köprüye bir kac metre kala Metrobüs normal trafige katiliyor ve Köprü boyunca devam ederek sonra tekrar kendisi icin ayrilmis yoldan devam ediyor.

Metrobüsün normal trafige katilimi cok fazla bir problem yaratacakmis gibi gelmedi bana. Sonucta köprü yoluna farkli noktalardan zaten yogun bir katilim mevcut. Yogun trafikte Metrobüsün hizi kesilecek biraz o kadar.

Benim yolculugum 15 dk sürdü ama sanirim trafik yogun oldugunda bu 20 dkya kadar cikabilecek ki bu yogun is saatinda gercekten de inanilmaz.

Sögütlücesmeye varildiginda Kartal yönüne giden Minibüslere aktarma yapmak mümkün. Ayrica TCDD Sögütlücesme istasyonu da hemen orada. Özellikle Haydarpaşa-Gebze hatti islah edilip hizli tramvaya elverisli hale getirilebilirse süper olur.

1 Mart 2009 Pazar

Habertürk Gazetesi

Haberturk gazetesi 2009 basiydi, Subat basiydi derken sonunda Mart basinda okuyucusuyla bulustu. Ilk piyasaya ciktikleri zaman her zaman iddia edildigi gibi, bu gazete de tarafsiz ve farkli olmayi vaat ediyor.

Vatan gazetesinin ilk ciktigi zamanlari hatirliyorum. Herhangi bir Holdinge veya Sanayi grubuna bagli olmadan bagimsiz ve tarafsiz yayin yapacaklarini iddia ediyorlardi. Sonradan söylentiler gercek oldu ve Vatan gazetesinin Dogan gurubuna bagli oldugu kesinlesti.

Star gazetesi de ilk ciktigi zaman farkli bir bicim ile, daha ufak (hemen hemen dergi kadar) boyutlarla baslamisti yayin hayatina. Ben oldukca begenmistim ama nedense sonradan vazgectiler. Standart boyuta dönüler.

HT gazete ise bildigimiz gazetelerden daha ufak boyutlarda ama dergi kadar da ufak degil. Ayrica ana sayfalarda kullandiklari kagit da diger gazetelerden alisik oldugumuz kagitlardan daha parlak ve kaygan. Ve ne mutlu bana ki insanin elini boyamiyor. Uyuz oluyorum diger gazetelere. Ne zaman vapurda gazete keyfi yapmak istesem sonunda kapkara eller ile kala kaliyorum. HT oldukca renkli bir gazete. Hatta ilk basta insana fazla renkli geliyor. Internetten gazete okuyormus gibi hissettim ama bir süre okuduktan sonra alistim ve begendim.

Dergilerde görmeye alisik oldugumuz reklam yöntemlerini gazeteye tasimislar. Ana sayfada yarim kapak reklam, orta sayfada katli duran 4 sayfalik büyük reklam vs...

Hergün 6 gazete sloganiyla ciktilar: Ana gazete HT, Ekonomi, Spor, Kent, Magazin ve Pazar. Bence bu cok da iyi bir fikir degil. Bir kere gazeteyi bu kadar cok bölünce her biri ince oluyor ve insana ici de bosmus hissiyati veriyor. Onun yerine sporu, ekonimiyi sayfa sayisinda taviz vermeden ana gazetenin icine gömseler ve Magazin ile Kent gazetelerini birlestirseler daha iyi olurmus bence.

HT`nin tarafsiz bir gazete olup olmadigini görmek icin biraz beklemek gerekecek (HT, Ciner grubuna bagli bir gazete). Ama Fatih Altayli yönetimindeki Sabah`i oldukca begenirdim. Bakalim ayni basariyi HT ile de yakalayabilecek mi. Tarafsizligin ilk emarelerini gazetelerin Televizyon sayfalarinda bulabilirsiniz. Eger kendi grup kanallari ve programlari bariz bir bicimde ön plandaysa veya kavgali olduklari rakip grubun kanal ve programlari bariz bicimde görmezden geliniyorsa, haberlerin objektifliginden de süphe etmek gerekir bence.

Bu anlamda HT güzel bir baslangic yapiyor ve kanal yayin akisindaki siralamayi aylik reyting ölcümlerine göre yapiyor. Cok begendigim diger bir uygulama da Film tanitimlarinin yaninda imdb puanina da yer verilmesi.

Bir haftaligina HT gazetesinin fiyati 50 kurus ama ondan sonra üc büyük kentte hafta ici 75 kurus, hafta sonu 1 lira. Bakalim bu nispeten pahali fiyat ile ne kadar tiraj yakalayabilecekler.

22 Şubat 2009 Pazar

Antep Fistikli Cikolata


Cikolata agizda erimeye basladigi zaman mutlu olan insanlardanim bu yüzden oldukca fazla cikolata tüketiyorum. Tüm o secenekler arasinda benim favorim antep fistikli cikolata. Cünkü cikolatanin tadini en iyi tamamlayan sey bence antep fistigi.
Genelde Ülker`in Golden Antep Fistikli Sütlü Cikolatasini tercih ediyordum. Etinin cikolatasi ve tabii uzun yillardir piyasada olan Nestle Damak da zaman zaman ikame ürün olarak begenimi kazanmisti ama cikolatadaki son trende en hizli uyum saglayan Eti oldu.
Etinin Antep Fistikli cikolatalari artik Trans Yag icermiyor(Trans yagi kolestrolü tetikliyor ve kardiyovasküler hastalıklara yakalanma riskini artiriyor). Eti`nin diger bir avantaji da diger ikisine oranla daha fazla (%20) fistik iceriyor olmasi.
Saglikli beslenme anlayisi artik abur cuburlara kadar gelmis durumda. Sadece cikolatada degil cips benzeri ürünlerde de artik Trans Yaginin kullanilmadigina yönelik ibareleri paketlerde görebilirsiniz. Rekabetin ürün cesitliliginin yanisira saglik konusunu da kapsar hale gelmis olmasi güzel.