Mağaza etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mağaza etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Nisan 2011 Pazar

Atasay Kuyumculuk

Hazir uzun bir hafta sonu için sessiz sakin Ağva'ya kaçma planlari yaparken sevgilimi bir süpriz ile neşelendireyim dedim.

Bir hediye almak lazim ama acaba ne alsam diye düşünürken aklıma güzel bir yüzük almak geldi. Daha önce Kapalıçarşı'da Boybey'den birşeyler almışlığımız var ama hem konum olarak biraz uzak kalmasi hem de kurumsal kuyumcular ile karşılaştırınca ne alabileceğimi önceden bilemeyeceğimden dolayi biraz da webden araştırıp Atasay'ın mağazasına gittim.

Zaten aklıma bir yüzük kestirmiştim (resmimdeki), satıcıya da derdimi anlattıktan sonra yüzüğü aldım çıktım. Mağaza içerisinde aydınlatma süper tabii. Ne alsanız elinizde müthiş parlıyor, herşey mükemmel.

Neyse, yüzüğü uygun bir ortamda hediye ettim ama tatmin olmakla birlikte yüzüğün mağazadaki kadar da güzel olmadığını düşünüyordum. Zaten sevgilim de birkaç gün sonra yüzüğü değiştirmek istediğini söyledi. Vay sen benim aldığım hediyeyi nasil beğenmezsin, ne kadir kıymet bilmezmişsin triplerine girmedim tabii... :) Yüzüğü alırken bu ihtimali hesaba katip, değiştimek istediğimizde bunun kolayca halledilebileceğini öğrenmiştim zaten. Yüzük iyi hoş ama 7 küçük taşı bir arya getirip bir tane büyük taş efekti verme fikri yanlızca çok parlak ışık altında pratiğe dönüşüyor. Normal ışık altında ise yüzük biraz çakma duruyor. Zaten sevgili kayınvalidem de yüzüğü ilk gördüğünde "Bu imitasyon mu?" diye sordu :) Siz siz olun mümkün olduğunca bu tarz bir hediyeyi başka bir kadın ile birlikte alın (ama çaktırmayın :) ), iki kere uğraşmayın.

Sevgilimle birlikte Atasay'a gittik ve yüzük yerine güzel bir kolye beğendik. Atasay gibi kurumsal bir yerden mücevher almanın tek olumsuz yönü en küçük bir değişikliğin bile ancak merkezden yapılıyor olmasi. Kolyenin zinciri uzundu ve bu değişiklik için merkeze gitmesi gerekiyordu. Kapali çarşıda bunun için size bir çay ikram ederler siz onu içene kadar kolye gelir.

Hikayenın sonu burda olmalıydı ama malesef devamı var. Gittim kolyeyi aldım sevgilime verdim. Bir gün sonra öğrendim ki kolyenın bir taşı düşmüş. Haydiii, git bir daha Atasay mağazasına derdini anlar. Neyse ki Ataday çalışanlari çok nazik, çok kibar pek bir yardım sever. Problemsiz tamire gönderdik.

Kolye geri geldi, gittim aldim, sevgilime teslim ettim. İtiraf ediyorum, bu aşamada artık baymıştım. Bu kadar meşekkatli işlerden hoşlanmıyorum. Biraz daha zahmetsiz taleplerim var... Neyse bitti artık derken sabahın köründe ben daha uyurken rüyalarımı bir ses böldü; "Bunun taşı diğerlerinden farkli, koyu duruyor, yükseliği farkli" gibi birşey... Siradan bir kabus ile gerçeklik arasında gelip giderken verebileceğim en iyi cevabi verdim; "Ben götürürüm bi bakarlar" :)

Bakarlar bakmasına ama ben göremiyorum ki problemi adamlara anlatayim. Yakından bakıyorum, evirip çeviriyorum ama bi problem göremiyorum. Yapacak birşey yok, aldim götürdüm kolyeyi yeniden Atasay'a. Adam büyüteç ile bakıyor, ışığa tutuyor ama o da birşey göremiyor. İçimden "bunu görmek için bir kadının bakmasi lazim" diye geçiriyorum ama birşey söylemedim tabii.

Mağazanın sahibi olduğunu tahmin ettiğim adam biraz kil, yok bunda birşey falan demeye başladi. Kolyeyi öylece alıp eve gitsem kabus gerçek olur, hayat bana zehir olur :) Aradım sevgilimi o anlatti problemi adam da mecbur kabullendi. Satıcı olan adam zaten daha nazik, anlayışlı. Artik halime mi aciyor yoksa telefonda sevgilimden ağzının payını mı aldı bilmiyorum kolyeyi değiştirmeyi kabul ettiler.

Daha gidip almadim ama umuyorum ki bu hikaye burada bitecek..... :)



8 Temmuz 2010 Perşembe

Electro World


Şu an bu yazıyı geçenlerde yeni aldığımız Compaq Mini netbook ile yaziyorum. Yeri gelmişken de belirteyim bu netbookun mucidi her kimse büyük adammiş... koca koca laptoplardan kurtulduk sayesinde.

Eski laptop evdeki kötü kullanıma daha fazla dayanamayınca bir tane netbook alalım dedik ve Kozyatağı Electroworld'de çok uygun fiyata bu netbooku bulduk. Ancak bu ürünü ucuza bana sunduklari için ne kadar memnunsam verdikleri servisten dolayi da o kadar şikayetciyim.

Hevesle netbooku aldik eve geldik ve bir an önce çalıştırdık. Ilk kurulum sirasinda ekranda bazi cizirtilar fark ettim ama kurulum tamamlandığında düzelir diye üzerinde fazla durmadim. Ancak malesef öyle olmadi ve ekran cizirdimaya devam etti.

Netbooku kaptığım gibi magazaya geri gittim. Bu arada belirtmekte fayda var; bu mağazaya oldukca uzak oturuyorum. Tech Guys diye bir bölümleri var orada netbooku gösterdim ve ürünün hatali olduğunu söyleyip değştirmelerini istedim. Kontrol ettiler ve ürünün hatali olduğunu kabul ettiler ama herhangi bi özür dilemediler. Benden size bir tavsiye, sattığı ürün ile ilgili sorumluluk hissetmeyen mağazalardan uzak durmakta fayda var. Evet, tabiiki onlar bu ürünü üretmiyor ama yine de sonuçta bunun satışını yaptığına göre sorumluluğunu da taşımalı.

Neyse, sonuçta değiştirmeyi kabul ettiklerine göre çok da problem değil. Ayni problemi tekrar yaşamamak için ürünü orada açmalarını istedim ki tekrar o kadar yolu gidip gelmek zorunda kalmayayım. Bilgisayarı açtılar, ekranı kontol ettiler ve herşey düzgün görünüyor. Bir yandan da netbook ilk kurulumunu yapiyor. Bu kurulum biraz uzun sürdüğünden bilgisayarı kapatmanın bir sakıncasi var mı diye sordum. Amacim bir an önce netbooku alıp eve gitmek.

Oradaki görevli arkadaş hiç bir sorun olmayacağını söyleyip bilgisayarı kapatmaya kalkti. Tam kapatırken kendisini uyardim :"Ekranda bilgisayari kapatmayın yaziyor, bi problem olmasın" diye ama arkadaş kendinden gayet emin netbooku kapatti. Ben de eve doğru yola çıktım.

Evde ikinci bir hevesle netbooku açtım ki bir de ne göreyim. Kurulum hata veriyor.... Hemen Electroworld'u aradım o görevli arkadaş ile konuştum ama telefondan yapılacak bişe yok. Yeniden yükleme yapmak gerekiyormuş!!! Daha bir kere bile tam açamadığım bilgisayara yeniden yükleme yapacakmış!! Istemedim tabii, iade talebinde bulundum. Ne dese beğenirsiniz. Efendim bu yazılım hatasıymış bunun ile ilgili değişiklik yapamazlarmış... Ya ne yazılımı baya sen bozdun işte....

Telefondaki tartışma bir sonuca ulaşmayınca, mecbur atladim tekrar gittim mağazaya. Biraz bağrış çağırış sonunda kabul ettiler yenisini vermeye ama bu arada benim tüm cumartesi günüm rezil oldu.

Valla ucuz mucuz bilmiyorum ama oradaki yetkililerin tutumundan da bilgilerinden de şikayetciyim..... şikayetciyim ama doğru dürüst bir şikayet merkezi bile yok.

19 Haziran 2009 Cuma

Uzun Zamandan Sonra İlk Defa


Bugün uzun zamandan sonra ilk defa Cuma günü olduğu için çok mutluydum. Şu anda da hala harika bir ruh hali içindeyim :) Hiç bitmesin istiyorum! Aylar sonra ilk kez oturmuş bloguma yazı bile yazıyorum. Düşünün artık ne keyifliyim :) Bu kadar keyifli olmamın en büyük sebebi elbette öğleden sonra bir eğitimin erken bitmesi ve benim en yakın iş arkadaşımla işi kırıp Bağdat Caddesi'ne gitmemiz. Ne de iyi yapmışız! Ninewest'in geçen hafta indirime girdiğini duyunca hemen arkadaşımı da kaptım caddeye geldik :) Önce bir heves Şaşkınbakkal'dakine gittik büyük diye. Ama hiçbir şey bulamadık. Sonra bir umut Suaidye'dekine gidelim dedik. Yolda Nursace ve yeni açılan (en azından ben yeni görüyorum) Hotiç'e uğradık ama ııhh onlarda da beğenemedim birşey. Aslında Hotiç'te harika ayakkabılar vardı ama hep işe giymelik. Benim hayal ettiğim haftasonu için rahat ve güzel, cıvıl cıvıl sandaletlere rastlayamadım. Amaaaa Suadiye'deki Ninewest'e girince şu andaki sandaletlerim bana göz kırpıyorlardı :) Anlayacağınız bu keyfimde yeni ayakkabılarımın da büyük rolü var. Yeni bir şey alınca çookk mutlu oluyorum çocuklar gibi :)

Ahh bir de ayakkabı alışverişimden sonra girdiğimiz Starbucks'taki buzz gibi vanilya frappucino ve arkadaşımın browniesinden tırtıkladıklarım enfesstttiii :) Tabii verdiğim 6,5 kiloyu düşünerek frappucinom küçük boydu ve krema koydurmadım. Brownienin de üçte birini yedim. Browniesini bugün ilk defa yedim. Enfesti. Tadı bana sufleyi hatırlattı ki sufle deyince benim için akan sular durur :) Ne hainim değil mi? Sizin de ağzınızın suyunu akıttım.

Not 1: Sandaletlerimin resmi sonra, giyince gelecek :)
Not 2: 6,5 kg verme hikayem de çok yakında :)

8 Mart 2009 Pazar

Dünya Kadınlar Günü-Migros Ganimetleri

Dün sabah kahvaltıdan sonra gazete keyfi yaparken Hürriyet'te Migros'un kocaman ilanını gördüm. 7-8 Mart tarihlerinde Dünya Kadınlar Günü şerefine tüm cilt bakım ve kozmetik ürünlerinde %50 indirim yapmışlar :) Eee bunu okuyan Quentins durur mu? A-S-L-A! Cumartesi rutinimiz haline gelen Carrefour yerine bu sefer Migros'un yolunu tuttuk sağanak yağmura rağmen ve işte ganimetleriiimmm :)




Annem için aldıklarım:


1- Loreal Hydrafresh - Kuru ve Hassas ciltler için yoğun nemlendirici

2- Loreal Temizleme sütü - Yaşlılık karşıtı temizleme


Kendi İhtiyaçlarım:

1- Loreal - Göz makyajı temizleme losyonu (bir arkadaşım tavsiye etmişti. Bakalım memnun kalacak mıyım)

2- Maybelline - 2'si 1 arada Göz makyajı temizleme losyonu (eski kullandığım ürün. En son Clinique Take the Day off kullanmıştım ve çok da memnun kalmıştım fakat strawberry'de epeydir olmadığı için bir türlü sipariş edememiştim. Bu indirim denk geldi.)

3- Neutrogena El Kremi

4- Neutrogena Ayak Kremi

(Bir ara pahalı diye sinirlenip Lapitak kullanmaya başlamıştım ama kürkçü dükkanı hesabı geri döndüm. El-ayak nemlendirme konusunda bence Neutrogena üzerine yok.)

Kendime Hediyelerim:


1- Loreal Glamshine Gloss Brillance 6 Hours - 106. Bir ay kadar önce de 500 numarasını almıştım ama bloguma baktım da üşengeçlikten bahsetmemişim hiç. Çok kalıcı, harika bir ruj. Üstelik yapış yapış bulaşan glosslardan da değil.
2- Loreal Infallible Longwear Lip Duo Compact - 100 numara. Bu ruju ilk defa deneyeceğim ama bundan da memnun kalacağımdan o kadar eminim ki. Bunun da iddiası 16 saat kalıcılığı olduğu ve ancak waterproof makyaj temizleyicisiyle çıkartılabileceği! Hadi bakalım, göreceğiz :) Önce ruju sürüyorsunuz, sonra üzerine yan tarafında bulunan şeffaf sabitleyiciyi sürüyorsunuz. Birazdan arkadaşlarımla buluşmaya çıkacağız, bunu kullanacağım, sonra fikrimi yazarım ;)
3- Maybelline Dream Mousse Blush - 04 numara Dün akşam dışarı çıkarken Body Shop fondotenimin üzerine sürdüm ve muh-te-şem. İnanılmaz şeker bir pembe ve çok güzel kendinden ışıltılı.

22 Şubat 2009 Pazar

Ninewest - Yeni Cicilerim



İndirimlerle devam edeyim hazır başlamışken :) Dün Ninewest'te bu kahverengi ayakkabıyı aldım. Sezonda 180 TL imiş. İndiimde ise 55 TL, şaka gibi. Ninewest de bu sene sanki ekstra indirim yaptı ya da bana öyle geliyor yine. Üstelik sebil gibi, indirimin kaçıncı haftası ama hala o kadar çok model var ki! Gerçi benim numaram en çok giyilen numaralardan olduğu için beğendiğim birkaç modeli indirimde bulamadım. Bir de sezonda dünya para bayılıp satın aldığım güzelim ayakkabımın üçte biri fiyatına indiğini görmek ve hala numaramın olduğunu görmek feci içime oturdu ama giydiklerime sayacağım artık ne yapayım :)




Marks&Spencer - Gece Elbisesi




Bu sene indirimlerden epey güzel şeyler satın aldım. Hepsine de ihtiyacım vardı, denk geldi.


Ben mi daha önce farketmemişim yoksa bu sene ekstra büyük indirimler mi oldu? Bu elbiseyi M&S'ın indiriminden aldım örneğin. Tam anlamıyla ba-yıl-dım. Rengi, renk geçişleri, modeli bir harika! Aslında giyip göstermek vardı ama inanın şu an hiiççç halim yok. Dün yaklaşık 5 ay aradan sonra tekrar yüzmeye başladım ve vücudumdaki her kasım ağrıyor.


Fotoğrafı az önce pek de aydınlık olmayan bir ortamda cep telefonumla çektiğim için çok güzel olmadı gerçi ama ben bayılıyorum bu elbiseme :) Güle güle kullanayım :)

28 Aralık 2008 Pazar

Philips Hediye Çeki Sonuçları

Biliyorsunuz geçenlerde, elimde 7 adet Philips 50 YTL'lik hediye çeki olduğundan ve isteyenlere verebileceğimden bahsetmiştim. İşte bu hediye çeklerinden 3'ü haftaiçi sahiplerini buldu.
1. Fashion by Siu. Sitesinde de bahsettiği gibi Boyner'den Philips marka saç düzleştirici satın almış.
2. Sinem Yaman. Sinem çeki nasıl kullandı, ne aldı henüz bilemiyorum ama yanlış hatırlamıyorsam bir saç maşası almayı planladığından bahsetmişti...
3. Şebnem Teksöz. Ne aldı bilemiyorum... Blogger mıdır onu da bilemiyorum...
Kişisel bakım ürünlerinizi güle güle kullanın :)

Ne Olacak Bu Ayakkabı Merakım

Ne olacak bu ayakkabı merakım hiç bilmiyorum. Gerçi neyse ki kendimi kontrol edebilen bir insanım, yoksa sanırım, önüme gelen her beğendiğim ayakkabıyı almaya kalksaydım buna ne yerim yeterdi ne de cüzdanım :) Bu bordo renkli babetleri sezonda görmüştüm fakat pahalı bulup almamıştım. İndirime girince alırım elbet demiştim fakat indirimde de 38 numara bulmak zor oluyor. Geçenlerde YKM'de indirimde ya bunu ya da çok benzerini buldum fakat siyahı kalmıştı bir tek. Ben de almadım, hatta üzüldüm keşke sezonda alsaydım diye. Ben özellikle bordosunu istiyordum; hem siyah hem de kahve tonlarla rahatlıkla giyebilirim diye... Geçen cumartesi annemle caddeye çıkınca Boyner'de tesadüfen bu babetle göz göze geldik ve ben hemen 38'i var mı diye sordum. Varmış; neticede babaetler benim oldu. Bir şeyi beğenerek ve herhangi bir zahmete katlanmadan bulup satın alınca çok mutlu oluyorum. Üstelik, bir de fiyatı makulse! Bu babetler de 2. indirime girmişlerdi. Üstelik Boyner'de Turkcell'lilere %15 ekstra indirim var, bir de Boyner anahtar kartıma %5 indirim yapılınca tam dört köşe oldum.

23 Aralık 2008 Salı

Philips Hediye Çeki

Elimde 7 adet 50 YTL değerinde Philips Hediye çeki var. İstanbul'daki Boyner mağazalarından yapacağınız Philips kişisel bakım ürünlerinde 31 Aralık tarihine kadar geçerli. İsteyenler benimle deneyimlerimiz@gmail.com adresinden irtibata geçerlerse nasıl gönderebileceğim konusunu netleştiririz. Önce gelen kapar :) Bu da benden size yılbaşı hediyesi olsun ;)

21 Aralık 2008 Pazar

Yine Tchibo, Hep Tchibo :)







Madem giyim kuşamdan başladık, öyle devam edelim o zaman :) Dün hani güya ayakkabı için çıkmıştım ya işte, eh Tchibo'ya uğramadan olmazdı tabii. Bu haftaki konsept "Yeni Yıl Melekleri". Kataloğuna buradan ulaşabilirsiniz. Ben de gitmişken bu cicileri aldım kendime. Kısa kollu triko da çoraplar da oldukça kaliteli. Triko tam ofise giymelik. Başka rengi olmadığı için siyah aldım ama zaten en klasik renk. Füme ve gri pantalonlarımın üzerine şık duracaktır.


(Fotoğraflar katalogdan)

Bodyshop'ta Kampanya

Dün annemle alışverişe çıktık. Amaç, bana şirketin yılbaşı yemeğinde giymek için gümüş rengi abiye bir ayakkabı almaktı ama onun dışında herşeyi aldım diyebiliriz :P (tamam, birazcık abartıyorum) Kendime çok cici yılbaşı hediyeleri aldım, bunlardan bir kısmı tesadüfen gezerken girdiğim Bodyshop'tan. Uzun bir süredir fondötene ihtiyacım vardı. Tam aradığımı bulmuş (nemlendirici özellikli fondöten, 05 aldım ben) kasaya gidiyordum ki rafta duran bronzlaştırıcı top allıklar aklımı çeldi ve onu da aldım. Kasada yılbaşı kampanyasını duyunca (3 al 2 öde) bir de bedavadan kendime hindistan cevizli body butter aldım. Evde çileklisi vardı, bu sefer de hindistancevizlisini deneyeyim dedim.

Cep telefonumun şarjı bitti ve zaten aktarma kablom da şirkette kalmış. Dolayısıyla yeni cicilerimin fotoğraflarını çekemiyorum, Bodyshop'un sitesinden aldığım foto.larla idare ediverin ;)

İpekyol-Machka-Twist

En son ne zaman Deneyimlerimize yazmışım diye baktım da tam 7 ay olmuş, yani iş değişikliği yaptığımdan bu yana bloga hiçbir yazı eklememişim. İhmal ettiğimi farkındaydım ama bu kadarını ben bile farketmemiştim. Re-za-let. Bir aralar hiç yazmıyor diye Nodiahp'ı burada alttan alta eleştirirken benim düştüğüm konuma bakın. Acilen silkinip toparlanmam lazım :)

Yazacak milyon şey birikti ama bakalım aklımda ve cep tel.imde neler kalmış... Giyim-indirim ile başlayalım, ne de olsa Nodiahp o konulara hiç el atmıyor ;)

Geçen ilkbahar farkettim ki İpekyol, her ayın ilk haftasonu belirli ürünlerde (uğurböcekli ürünler) %50 indirime gidiyor. Bunu öğrenince sırf meraktan Bostancı'dan kalkıp Mecidiyeköy'e Profilo Alışveriş Merkezi'ne gittim. Yeni başlayacağım şirkette artık daha ciddi (!) kıyafetler giymem gerekiyordu, dolayısıyla gardrobuma el atma vakti gelmişti. Eh hem de önüme böyle bir fırsat çıkmış, bir yandan da merak beni kemiriyor, uzak muzak demedim, gittim :) Giderken içimden sadece birkaç üründe indirim vardır allah bilir vs diyordum ama hiç de öyle olmadığını İpekyol'a gidip kendimden geçercesine alışveriş yaptığımda anladım :)

İşte, o alışverişimde aldığım yarı fiyatlı beyaz ceketim. Yazın ofise giderken çokça faydalandım kendilerinden ;)

1 Eylül 2008 Pazartesi

Viaport


Istanbul'da bu kadar cok alisveris merkezi varken hala nasil pespese yenilerini aciyorlar tam olarak anlayamiyorum ama demek ki bir bildikleri var. Sonucta ne zaman gitsem dolu. Özellikle yazin insanlar sirf serinlemek icin bile ugruyorlar sanki. Son alisveris merkezimiz Kurtköy'de acilan Viaport.

Daha cok indirimli ürünlerinin sunulacagi bu alisveris merkezinde ayrica Istanbul'un ilk Kipa'si da hizmet veriyor. Su an tüm dukkanlar acilmis durumda degil ama yinede aradiginiz herseyi bulabilirsiniz. Mesela ben kendime uygun bir fiyata bir Mayo aldim bile :)

Tam olarak anlayamadigim sey yazin bile oldukca ruzgarli olan bu mekanin kisin nasil müsteri cekecegi cünkü tüm yürüyüs alanlarinin üstü acik ama belki de kis icin farkli bir uygulama dusunuyorlardir. Ben görmedim ama söylediklerine göre burasi Izmir'deki Bornova Forum alisveris merkezini andiriyormus. Son trend de bu biliyorsunuz. Acikhava alisveris merkezleri. Global isinmayla paralel bir yatirim düsüncesi olsa gerek. Kanyon acilmadan önce de gazetelerde yok yerden isitmali yok bilmem kac tane klimali falan diye atip tutmuslardi ama gidince insan usuyor iste...

Viaport aslinda bildigimiz alisveris merkezlerinden cok da farkli degil ama Genclik meydani diye bir alanda cocuklar midilliye binebiliyorlar ve hemen yaninda da yine cocuklar icin ufak bir gokart alani var. Dikkatimi ceken diger bir alan da plaj havasi verilmis olan kum havuzuydu. Kullanimda degildi ama tam olarak faaliyete gectiginde orda eglendirici aktiviteler olabilir.

11 Nisan 2008 Cuma

Body Shop'ta Fırsat Günleri


Az önce aldığım bir e-maili sizlerle paylaşmak istedim. Body Shop'ta 11-12-13 Nisan tarihlerinde %25 indirim varmış. Hem de tüm ürünlerde! Cumartesi fırsatım olacak gibi gözükmüyor ama Pazar caddeye gidip bakmalı :)

C&A, Seni Seviyorum :P

C&A’yı henüz keşfetmemiş olanlarınız varsa Profilo Alışveriş Merkezi’nin tam karşısında. Kadın, erkek, bebek ve çocuk reyonları mevcut. Kadın reyonunda çok haminne kıyafetleri de oluyor ve bunlar C&A’nın alt markası olan C.A.S.A. Sokak kıyafetleri tarzından hoşlananlara Clockhouse alt markasıyla, bana ise Yessica alt markasıyla hitap ediyor. Örneğin kışın çok güzel bir kot pantalon satın aldım ve 9 YTL ödedim. Sanırım geçen sezonun ürünüydü ama varsın olsun, sırf belindeki kemeri bile o fiyata bulamazdım başka yerde. İhtiyacım da vardı iyi oldu. Tek sorun, bedenleri Alman bedeni olduğu için biraz geniş. Kazak tarzı şeylerde small büyük geliyor bana ve çoğunda xsmall da çalışılmadığı için çok beğensem de alamıyorum. İsterseniz web sitesinden İlkbahar/Yaz 2008 koleksiyonuna şöyle bir göz atabilirsiniz. Gerçi ben yine de siz kalkın üşenmeyin gidin derim, pişman olmazsınız :) Yukarıda saydıklarıma ek olarak iç giyim, ayakkabı, plaj kıyafetleri, aksesuarlar da mevcut.
Tek olumsuz diyebileceğim yanı ise kasadaki elemanların yavaş hareketleri. Kışın gittiğimde de durum böyleydi (hadi o zaman yeni açılmış diye olsun) ama bundan 1-1,5 ay önce gittiğimde de maalesef değişen birşey olmamıştı.


Not: Yukarıdakiler, C&A'nın web sitesinden benim hoşuma giden birkaç model... Siz de beğendiniz mi? Üst sırada sol ve ortadaki model bu sene çok moda, anlaşılan bu yaz her yerde eşarp havasında bluzler ve elbiseler göreceğiz.

Kokoşum Kokoşsun Kokoş

Bugün de eski yazılardan gidelim. Tembellik had safhada :) Daha önce de Tchibo'dan şu linkteki yazımda bahsetmiştim. İşte aşağıdaki bahsettiğim demonte 3 katlı dolabımız da yine Tchibo'dan. Sadık bir müşterisiyim, bilmem belli oluyor mu?
Yazının başlığının aksine aslında hiç kokoş değilimdir ama Engin hazır beni böyle yakalamışken fotoğraflayıp işi belgelere dayandırmak istemişti :) Nişanlıyken, yeni evimizin dekorasyonuyla uğraşırken, Tchibo kataloğunda bir dolap görüp beğenmiştim. Üç katlı, kendinden kapaklı, tam bizim mutfağa göreydi. Şu an bir gözünde soğanlar, bir gözünde patatesler ve diğer (en üst) bölümünde ise Engin'in her çeşit abur cuburu bulunmakta. İşte bu dolabı satın aldığımız zaman (yazın) demonteydi ve kurma işi bize kalmıştı. Engin zaten bayılır bu işlere, o gün benim de yapacağım tutmuştu işte. Dün akşam fotoğraf makinemdekileri bilgisayarıma aktarırken gördüm bu fotoğrafları, varlıklarını unutmuştum bile, kendi kendime gülüp eğlendim o günleri hatırlayınca.


Görmüş olduğunuz gibi eller manikürlü ve kırmızı ojeli ki Engin neredeyse kırmızı ojeden nefret ediyor ama ben inatla zaman zaman sürüyorum. Saçlar dışa doğru fönlü. Ama ben yerde bağdaş kurmuş o kokoş halimle dolap monte etmeye çalışıyorum :) Aslında o gün bir nikaha gidecektik, o yüzden de kuaföre gidip saç baş yaptırmıştım. Ama sonra o sıcakta karşıya geçip nikah törenine katılmaya çok üşenmiştik. Çok ayıp!!!

7 Nisan 2008 Pazartesi

Bitene Kadar

Daha önce buradaki yazımda, İndragandi isimli web sitesinden bahsetmiştim. Şimdi bahsedeceğim site de yine aynı mantıkta işliyor. Bu site ise www.bitenekadar.com. Tıpkı İndragandi'de olduğu gibi bu sitede de yine her gün yeni bir ürün satışa çıkıyor ama İndragandi gibi daha çok teknolojik ürünlerle kısıtlı değil. Şimdiye kadar takip ettiğim kadarıyla ürün yelpazesi daha çeşitli. Örneğin piller, saç düzleştiricisi, priz, papirüs vs gibi değişik kategorilerde ütünleri satışa sunuyorlar. Gidip bakmanızı öneririm çünkü bazen çok düşeş yerler yakalayabiliyorsunuz ;)

1 Nisan 2008 Salı

MAC - Olmazsa Olmazlarım

Ben öyle aman aman makyaj yapan biri değilimdir ama her gün mutlaka rimel, ruj ve allık sürerim. Daha ne olsun mu diyorsunuz? :)

Yüzüme fondoten sürmeyi sevmiyorum. Daha önce birkaç farklı markanın hem fondotenini hem de sticklerini denedim ama hiçbirinden memnun kalmadım. Sanki yüzümün üzerinde bana ait olmayan yabancı bir tabaka varmış gibi hissediyorum ve bu bana ağırlık yapıyor. O yüzden, ancak özel bir yere gideceksem fondoten kullanırım.
Bu aralar MAC'in Studio Fix pudrasına tapar durumdayım :) Beyaz tenli olduğum için NW 25'i kullanıyorum. Bazı günler içimden gelirse ki bu haftada 2-3 günü geçmiyor, Studio Fix'i sürüp iyice pürüzsüz bir cilde kavuşuyorum. Beni hiç rahatsız etmiyor. Ne kuruluğa sebep oluyor ne de yüzümde pudra varmış gibi hissettiriyor. Bu sene göz altlarımda zaman zaman morluklar, mavilikler olmaya başladı. Bazı sabahlar gözüme çok batarsa da yine MAC'in concealer'ını kullanıyorum. Bana uygun olan tonu NW 20. Tabii kapatıcı için bir de fırçaya ihtiyacım var. Onun için de MAC 217 kapatıcı fırçasını kullanıyorum ve her ikisinden de çok memnunum. Madem bu kadar memnunum fırçama da iyi bakmam gerek değil mi? :) E o zaman da MAC'in fırça temizleme solüsyonu devreye giriyor. Kullanma sıklığınıza bağlı tabii ama ben iki haftada bir tüm fırçalarımı bu solüsyon ile temizliyorum.
Son olarak, bazı günler sadece rimelin yetmediğini düşündüğüm zamanlarda da MAC'in siyah göz kalemini kullanıyorum (smolder eye kohl). Kalem adeta kayıveriyor ve o kadar yoğun bir siyahlık veriyor ki ba-yı-lı-yo-rum. Bütün gün tazelememe hiç gerek kalmıyor.

26 Mart 2008 Çarşamba

Gelin Ayakkabısı


Yaz mevsimi yaklaştıkça düğünlerde de bir artış yaşanıyor. Şu sıralar üç blogger düğün telaşında: Laçin, Nazo ve Yass. Tabii bunlar sadece benim bildiklerim, kimbilir daha hangi bloggerlar vardır aynı heyecanları yaşayan. Ben de geçtiğimiz yaz aynı koşturmacalı dönemlerden geçmiş bir blogger olarak sizlerle gelin ayakkabımı paylaşmak istedim. Solda gördüğünüz "esas" ayakkabım. Sağdaki ise yedeğiydi ama düğün günü o telaş içerisinde annemdeki bir torbanın içinde unutuldu gitti. Ayakkabımı değiştirmek aklıma bile gelmedi. Soldakiyle tepindim de tepindim :) Gerçi acısı gecenin sonunda çıktı! Her iki ayakkabımı da tesadüfen İnci'den aldım. Aslında soldaki ayakkabım sedefli bir beyaz yani hafif pırıltılı ama cep telefonuyla çekilen fotoğraf ancak bu kadar oldu, pek belli olmuyor, idare ediverin artık ;) Sağdaki beyaz rugan babetlerimi düğün gecesi giymemiş olsam da sonrasında bol bol giydim, zaten dikkatli bakacak olursanız ön kısmı biraz iz oldu bile.

13 Mart 2008 Perşembe

Remington ve Darty

Geçtiğimiz hafta bahsettiğim saç düzleştiricime kavuştum sonunda :) Siparişimi Pazartesi öğleden sonra Darty'nin internet sitesinden verdim ve ürün Çarşamba günü öğleden sonra elimdeydi. Ben bile bu kadar çabuk gelmesine şaşırdım! Daha önce internette fiyat araştırması için kullandığımız bir siteden bahsetmiştik. Önce onu kullandım ama sonra Darty'e bakmak aklıma geldi de en uygun fiyatı orada buldum. Hem de kargo bedava. Yaşasın Darty! :P Tamam, biraz abartmış olabilirim ama kendime severek ve isteyerek yeni bir şey almışsam çok mutlu oluyorum :)
Akşam, ürünün içinden çıkan CD'yi izledim, nasıl kullanacağım konusunda çok yardımcı oldu. Gerçi videolarda hep iki kişi var, biri yapan diğeri ise saçı yapılan konumunda... Tek başıma bakalım nasıl olacak, bu akşam göreceğiz :) Sonucu fotoğraflı olarak sizinle paylaşırım artık...
Bu arada, Darty'i bilmeyenler için ufak bir not: Mağazanın şöyle bir iddiası/güven sözleşmesi var. Eğer Darty mağazalarından satın aldığınız ürünün aynısının (aynı marka ve modelinin) başka bir mağazada daha düşük fiyata satıldığını gösteren yayınlanmış belge (güncel tarihli fiyat broşürü, gazete ilanı, insert ) ile Darty'e başvurursanız aradaki fiyat farkını iade ediyorlar. Yanında da bir kutu çikolata ;)